Eğitim ve öğretim ülkemizin geleceği için son derece önemli. Ülkemizin milli ve manevi değerlere bağlı, yüksek ahlak ile donanmış ve ülkesine, milletine sadık liyakat ehli yetişmiş kadrolara ne kadar ihtiyacının olduğunu yaşadığımız son süreç bizlere çok acı bir biçimde gösterdi.
Bir toplum zaman zaman kalkınma ivmeleri yakalayabilir. Zaman zaman sanayide, zaman zaman sporda, zaman zaman ekonomide, zaman zaman bilimde ve ya burada bahis uzamasın diye yazmayacağım birçok konuda kalkınma yakalayabilir. Ama şuna dikkatlerinizi celbetmek isterim. Bahsettiğim tüm bu kalkınmaları ancak –zaman zaman– yakalayabilir. Bu zamanın akışı içerisinde toplumun her hangi bir konuda özel yetenekli insanlar çıkarması ile yaşayabileceği kısa zamanlı kalkınmalar olabilir. Asla sürdürülebilir olamaz. Çünkü sürdürülebilir bir kalkınma ancak sağlam bir gençlik politikası, eğitim politikası ve insana yapılan yatırımlar ile yakalanabilir. Sürdürülebilir bir kalkınma yakalayabilmek için milli ve manevi değerlere bağlı, milletinin ve ümmetinin dertleri ile dertlenen, çalışkan, istikamet üzerine yaşayan, liyakat ve sadakatli bir neslin yetiştirilmesi ile mümkün olabilir. Bunun temeli ise eğitim ve öğretim hayatından başlar.
***
Çocuklarımızı iyi okullara çok yüksek bedeller ödeyerek göndermemiz onların ruhsal ve bedensel gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayacakları anlamına gelmez. Öncelikle bu ön şartı hepimiz kabul etmek zorundayız. Çocuklarımızı devletimizin okullarına göndermiş olmamızın onların özel okullara giden çocuklardan daha aşağıda bir eğitim hayatı geçireceği anlamına da gelmeyeceğini bilmemiz gerekir. Kısacası çocuklarımızı her hangi bir okula göndermemiz ile onların eğitim, öğrenim ve gelişimlerini garanti altına alamayacağımızı kabul etmemiz gerekir.
Çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatında ki gelişimleri ile onların ruhsal ve bedensel gelişimlerinin eş zamanlı olarak devam ettiğinden emin olmamız gerekir. Bunun için her veli çocuğu ile yakından ilgilenmek mecburiyetindedir. Bir yandan eğitim hayatına devam edilirken diğer yandan çocuğun manevi yönü kuvvetlendirilmeli, fiziki gelişimleri için ise mutlaka bir spor dalı ile ilgilenmesi sağlanmalıdır.
Günümüzde yaygın olan sosyal medya bağımlılığı ile baş edebilmenin temel yolu çocukların spor ile uğraşarak fiziki aktivitelerde bulunmasından geçer. Takım halinde yapılan sporlar paylaşmayı öğreteceği gibi aynı zamanda çocuğun sosyalleşmesine de olanak sağlayacaktır.