Gençlerin on yıl sonra kaybolup gidecek sabun köpüğü ünlülerine özendirilerek nasıl manevi iklimlerinin bozulmaya çalışıldığını uzun uzun yazdım her fırsatta.
İyi olan ne varsa Batı dan ve kötü olan ne varsa İslam dan bilen tatlı su elitleri Batı tarafından dayatılan her türlü ahlaksızlığı ayakta alkışlayarak ve boğun eğerek karşılarken, gençlerin manevi iklimlerini tahrip etmek isteyen bu tarz kültür emperyalizmi hareketlerine karşı her türlü tedbiri almaya çalışan ve mücadele eden İslami camiaya demediklerini bırakmadılar, bırakmıyorlar.
Toplumu germek adına belirli aralıklarla türlü türlü senaryolar ortaya koyularak tatlı su elitlerinin hassas ciltleri kaşındırılırken en büyük zararı yine Müslümanlar görmeye devam ediyor.
Örneğin geçen hafta kurgu olduğu çok belli olan bir oyun daha sahnelenmeye çalışıldı. Elinde orakla (!) Mustafa Kemal heykelini yıkmaya çalışan sözde dinci bir adam bir anda ülkenin gündemine oturuverdi.
Biz bunlara şerbetliyiz ağam! Bize sökmüyor artık bu oyunlar. 28 Şubatta bize öyle bir şerbet akıttılar ki oyunun tüm rezilliklerini Müslümanların üzerinde sergilediler. Dolayısıyla bu oyunla ancak ahmakları galeyana getirirsiniz.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Yarın bir gün bir tane geri zekalıyı Müslümanların kutsal olan herhangi bir şeyine saldırırken bulabiliriz. Aman diyeyim… Devletimiz düşmanlarımızla dışarıda dişe diş cenk ederken en son isteyeceğimiz şey milli birliğimiz iç siyasal çekişmelere kurban edilmesidir.