Sizce de unutulmamış olacağı veçhile,
Müdafaa-i Hukuk Grubu içinde bugün
mahkeme riyasetini iddia eden zatın da
dahil bulunduğu muhalefet ve gizli bir
komitenin teşkili ve…
Rauf Orbay
Tarihimizde bu kadar büyük etki yapmış başka bir oylama var mıdır
bilmiyorum ama 4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sükûn Kanunu, toplam
üye sayısı 287 olan bir TBMM'de sadece ve sadece 122 oyla kabul
edilmişti dersem sanırım ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bırakın 367'yi, üye tam sayısının yarıdan bir fazlası demek olan
salt çoğunluk bile yoktu ortada. Hem de ne için? Trafik Kanunu
filan için değil, Türkiye'nin kaderini değiştiren kritik bir oylama
için.
Sordunuz, biliyorum: Peki bu kanun nasıl meşru kabul edilmişti?
Vallahi orasını pek karıştırmayın, zira o zamanlar Sabih Kanadoğlu
olmak biraz cesaret isterdi.
İlk TBMM en sert tartışmaların yaşandığı ve bu yüzden zapt edilmesi
çok çok zor olan bir meclisti. Oradan kanun geçirmek, tabiri caizse
deveye hendek atlatmak kadar zordu. Her üye başlı başına bir devlet
organı gibi çalışıyor; mecliste çok çetin tartışmalar, hatta
kavgalar yaşanıyordu; hatta savaş yıllarında herkesin beli silahlı
olduğu için ateşli tartışmalar sırasında tabancaların çekildiği
bile vakiydi.
Milletvekilleri, kelimenin gerçek anlamında milletin vekilleriydi,
yani bir partinin kıyağı sayesinde değil, kendi özellikleri ve
güvenilirlikleriyle oraya gelmişlerdi ve seçmenlerine karşı derin
bir sorumluluk duygusuyla hareket ediyorlardı. Müzakereler uzayınca
kanunların çıkması gecikiyor, bu da sistemin işleyişinde çeşitli
aksamalara yol açıyordu.
İşte bu aşamada İnkılap Tarihi kitaplarımızda sözü edilmeyen bir
gizli bir komite kurulacaktı. Selamet-i Umumiye Komitesi adı
verilen bu gizli örgütün 1922-1923 döneminde demokratik hayatımızı
nasıl biçimlendirdiğini ve ardından yine bir gizli komite işi
olduğu anlaşılan Takrir-i Sükun Kanunu'yla Türkiye'de çok
sesliliğin nasıl bıçak gibi kesilip Metin Toker'in deyişiyle bir
'mezar sessizliği'nin hakim kılındığını yeni nesle anlatmak lazım
ki, tarihin tek bir çizgi halinde değil, uzaktan düzmüş gibi
görünen eğri büğrü çizgilerden oluştuğunu görebilsinler.
Peki birinci meclisin bu iş bitirici gizli komitesinin mahiyeti
neydi? Kimlerden oluşuyordu? Ve daha önemlisi, neler yapmıştı.
Ahmet Demirel Birinci Mecliste Muhalefet adlı değerli incelemesinde
komitenin işlevini, önemli meseleleri meclisten geçirmek ve meclis
çoğunluğunu denetim altına almak şeklinde özetliyor. Bu komite
gizli görüşmeler yoluyla diğer milletvekili arkadaşlarının
güvenlerini kötüye kullanarak bir “azınlık tahakkümü” meydana
getirmekteydi. 1922 baharında faaliyete geçen komitenin ilk sınavı,
Mustafa Kemal Paşa'ya başkomutanlık verilmesi müzakereleriydi. Öyle
bir meclis vardı ki karşılarında, Mersin mebusu Selahattin
[Köseoğlu] şöyle kükreyebiliyordu Mustafa Kemal'in talepleri
karşısında: