Önce Balkan muharebelerinde çarpışırken görüyoruz onu.
Sonra Çanakkale'de hem siperlerde, hem de hücumlarda. Kalı Arıburnu
süngü hücumuna katılanlar içinde de vardır.
Sina çölünde İngilizlere karşı mücadele verdiğini, Katya ve Rommani
muharebelerinden alnının akıyla çıktığını biliyoruz.
İngilizlerle dişe diş girişilen Gazze muharebelerinde gözünü
budaktan esirgemeyen Mehmetçiklerden biri olarak parlayacaktı.
Bağımsızlığımız uğrunda girdiğimiz İstiklal Savaşı'nda nice
kahramanlıklara imza attı.
Kim mi bu kahraman?
Söylesem ne çıkar? Sanki tanıyacak mısınız? Çoktan unutulmuşlar
mezarlığını boyladı.
En iyisi bu güzide kahramanın ismini açıklamayı yazımızın sonuna
bırakalım da onun devlet ve ülke için hangi fedakârlıklarda
bulunduğunu gözden geçirelim. Zira bize lazım olan onun Ömer Halis
Demir'lere, Fethi Sekin'lere miras kalan ruh kahramanlığı.
Bu arada bir hususa işaret edelim: İzmir şehidimiz Fethi Sekin'i
Hasan Tahsin'le yan yana getirmeye kalkanlar yanlış yapıyor.
Neymiş, Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkmış, Fethi kardeşimiz ikinci
kurşunu…
Hasan Tahsin tam bir nevzuhur bir efsanedir ve sırf İzmir'e bir
Sabetayist kahraman bulmak için 1960 darbesinden sonra icad edilmiş
bir sahte kahramandır. Yunanların İzmir'e çıktığı gün şehid
edilenler arasında o da vardır ama kurşun sıktığını bilen, gören
yok. Bunu Cumhuriyetin ilk yıllarında kimse bilmiyor olmalı ki ne
M. Kemal'in Nutuk'unda, ne İnönü'nün Hatıralar'ında, ne de
1960'lara kadar ders kitaplarında ondan bahsedilmez.