Geçtiğimiz Cuma günü Allah nasip etti, Cuma namazını eda etmek
üzere Yavuz Selim Camii'ne gittim. (Sultanın türbesini ziyaretimiz
ise mümkün olamadı.) Ardından epey müşkilatla da olsa Yavuz Sultan
Selim Köprüsü'ndeki törene intikal ettik. Hakikaten ülkemize
yapılan bu muazzam hizmetten göğsümüz kabardı. Emeği geçen herkese
binlerce teşekkür…
Köprünün adı Yavuz Sultan Selim konulunca bir kaşık suda fırtına
koparılmıştı, hatırlarsınız. Kesinlikle geri adım atılmamalı, üç
beş kişi bağırıyor diye koca sultanın adı heder edilmemeli diye
kanaatimi gerekli yerlerle paylaşmıştım. Şimdi bu ismi koymakla ne
kadar isabet edildiğini anlatma vaktidir.
*
9. Osmanlı padişahıydı Yavuz Sultan Selim Han. Sadece 8,5 yıl
hükümdarlık yaptı.
Sultan 2. Bayezidin oğlu, Kanuni Sultan Süleyman'ın babası.
29 ay gibi kısa bir sürede Çaldıran, Mercidabık ve Reydaniye
(Ridaniye galat-ı meşhurdur) gibi payitahtından binlerce kilometre
ötede yaptığı üç ölüm kalım savaşından da alnının akıyla çıkmış
müthiş mareşal.
Ona vezir dayanmazmış! Tam 40 bin Aleviyi kesmiş! Kürtlere beddua
etmiş! Kulağına küpe takarmış!..
Onu hepimiz tanıyoruz ya da tanıdığımızı sanıyoruz. Tanımak buysa
tabii.
Ancak Osmanlı denizciliğinin hakiki kurucusu, hadi tevazuundan o
şerefi dedesi ve babasına terk etsin, donanmayı okyanusla baş
edecek seviyeye çıkaran ve bu uğurda gözünü karartan, Aynalıkavak
Sarayı'nın bahçesini bu işe tahsis etmekten kaçınmayan ve Haliç'te
ve Süveyş'te o zamana kadar misli görülmemiş büyüklükte bir tersane
yaptıran hükümdar olduğunu biliyor muyuz?