Bugün gerçeklerden uzaklaşalım,
Dağı, tepeyi aşalım.
Memleketle hiç ilgisi olmayan
Bambaşka bir diyarda buluşalım.
Efendim, hayvanlar âlemi burası
La Fontaine’dir bu dünyanın ustası.
Yıllar var, görüşemedim kendisiyle.
Buluşup özlem giderdik, kurduyla kedisiyle.
Yıllar önce kurt, güvercin bir de arı,
Ele geçirmişti bu ülkede iktidarı.
O günlerden bugüne bir tek kurt kaldı
Değişikti huyu, bazen kuzu bazen çakaldı.
La Fontaine bir bir öğretti bana,
Ne kadar canlı varsa ormanda,
Hiçbirini atmamalı yabana,
Yırtıcıdır akbaba, iyi süt verir manda...
Yazı aramızda La Fontaine’i iyi yordum,
Ayıyı, aslanı, kargayı, tilkiyi, her şey sordum.
Ormanda iktidar akbabanın eline geçmiş,
Yönetim de demokrasiden saltanata geçmiş.
*** Gidişten kaygılıydı La
Fontaine,
Başkalaşma onda ne saç bırakmış ne ten.
“Eskiden” dedi, “Bilirdim ayının huyunu,
Bulandırmamalı kurdun suyunu,
Aslanla kaplan zor paylaşır koyunu...
Şimdi karışmış her birinin oyunu.
Keçi inadı bırakmış, horoz unutmuş soyunu”.
“Aman usta” dedim, “Ne oldu bu âleme,
Sana anlatmak düşer, sarıl kaleme”.
Akbaba bozmuş ormandaki düzeni,
Arı tembelleşmiş, fare kedinin kuzeni.
Aslanların başına geçmiş bir kuzu,
Ormanın yarısı benim dem...