Demokrasisi çok değil birazcık rayına oturmuş bir ülkede;
hükümet diplomaside çuvallarsa, komşu ülkelerin tümüyle
ilişkilerini bozarsa, büyük bir riske girip komşu ülke liderini
değiştirmeye kalkıp başarısız olursa istifa eder.
En azından Dışişleri Bakanı görevden alınır.
Türkiye’de Dışişleri Bakanı görevden alındı, Başbakan
yapıldı!
AB ve öteki ülkelerle ilişkiler bir yana, sadece Suriye
politikasızlığımız bile hükümetin, “Yapamadım
çekiliyorum” demesi için yeterlidir.
Davutoğlu 2013 yılı temmuz
ayında, “Esad’ın haftaları kaldı” demişti. Aradan 2 yıl
geçti, Suriye kanamaya devam ediyor. İç savaşın kazananı yok. Zaten
bir ülkede kardeş kardeşi kırmaya başlamışsa bunun kazananı
olmaz.
Suriye’deki kardeş kavgasına AKP Hükümeti tam taraf oldu ve akan
kanı hızlandırdı.
Halbuki Türkiye’nin geleneksel dış politikası komşularının
içişlerine karışmamak üzerineydi. Türkiye’nin güvenliğini
etkilemediği sürece politikamızı değiştirmedik. Türkiye’nin iç
dengelerini altüst eden AKP etrafta da komşu bırakmadı.
***
Cumhuriyet’in belgeleriyle ayrıntılarını açıkladığı Suriye’ye
silah taşıyan TIR’lar yukarıda özetlemeye çalıştığımız tablonun TIR
dolusu gerçeğidir.
TIR’lar yakalandığında devletin içindeki güçler çatıştı. İlk
aşamada sapla saman birbirine karıştı.
Yaptıklarının neye mal olduğunu, her şeyin ortaya çıkması halinde
başına nelerin geleceğini fark eden hükümet, TIR olayının üzerine
buldozerle gitti. Kısa sürede ortaya çıktı ki hükümet Suriye’de,
uluslararası alanda kabul görmeyen, hatta terör örgütü olarak ilan
edilen gruplarla çok özel ilişkiler kurmuş, onları MİT’i kullanarak
silahlandıracak kadar ileri gitmişti.