Başından beri AKP’ye ilişkin yanlış bir bakış yerleşti. Genel olarak birinci kimliğinin “dini değerler” olduğu anlayışı öne çıktı. AKP de bunu çok iyi oynadı.
Hakkını teslim etmek gerekir!
Oysa daha ilk günden önceliklerine bakınca ana kimliğinin vahşi kapitalizmle karışık küresel sermayenin taşeronluğu olduğu gün gibi ortada.
İlk icraatı; nereden buldun yasasını kaldırıp kara, “beyaz” her türlü paranın, bedelini, komisyonunu ödemek şartıyla kendisinin kontrol ettiği ekonomiye katılması oldu.
Ardından gelsin değerinin 3-5-10 katı altına satışlar. Gelsin en çok kullanılan ilk beş ilacı üreten ilaç fabrikalarını kapatışlar. Gelsin doğal zenginliklerin sınırsız kullanımını sağlayan “yasal” düzenlemeler.
Gündemi geçmişe boğmayalım, borç da olsa rahat para bulunduğu dönemde yukarıda sıraladıklarımız göze batmıyordu. Bu nedenle de anlatılması zordu. Şimdi 19 yıllık icraatın sonuçlarını yaşıyoruz.
Koronavirüs salgını, Ukrayna savaşı elbette olumsuz etkiliyor ama asıl sorun icranın başı.
Gündemde bitip tükenmek bilmeyen zamlar var. En çok can yakanı akaryakıt, elektrik, doğalgaz. Bu üçüne zam demek bütün ürünlere zam demek. Bakan elektrik dağıtım şirketleriyle fiyatların aşağı inmesi için toplantı yapıyor. Şirketler, indirim değil zam şart karşılığını veriyor. Bari hemen olmasın diye anlaşıyorlar. Önümüzdeki günlerde ne yazık ki yeni bir elektrik zammı konuşuluyor.