ABD Başkanı Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi
James Jeffrey, bazen Türkiye’ye gelmiyor! Dün yine
Ankara’daydı. Bu kez yanında Dışişleri Müsteşar Yardımcısı
Matthew Palmer da vardı.
ABD, Suriye’de “Kürtleri koruyorum” görüntüsü altında YPG’yi bu
bölgede kullanabileceği bir güç olarak tutmak ve güçlendirmek
istiyor. AKP’nin bölge politikası da öteden beri “Sünni bir blok”
yaratmak üzerine. Bu bakış, Türkiye’nin kısa ve orta vadeli
çıkarlarıyla örtüşen bir durum değil. Tam tersine Ortadoğu’daki
dengeler içinde Türkiye’yi zor durumda bırakabilecek riskler
içeriyor. Zira Ortadoğu’da iş mezhepsel ayrışmaya girdi mi, sonu
gelmez. Aynı mezhep içinde bile siyasal ayrışmalar öne çıkar.
ABD’nin Suriye’de milyonlarca insanı acılar içinde bırakan, terör
örgütlerini hedef malzemesi yapan politikaları kabul edilemez. Buna
karşılık AKP’nin de mezhepsel bakışı Türkiye’yi içte ve dışta
huzura götürmez.
*** Suriye’deki gelişmeleri izlerken
ister istemez çevremizde yaşadığımız benzer sorunlar akla
geliyor.
Soğuk savaşın sona ermesinin ardından yeni dünya düzeninin daha
güzel olacağı, tek kutuplu dünya ile krizlerin sona ereceği fikri
işlendi. Ancak ABD’nin tek hâkim olacağı bir dünya eşyanın
tabiatına tersti. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 30 yıl sonra
Türkiye-Suriye sınırından ABD-Meksika sınırına kadar pek çok yerde
yeni duvarlar örülüyor.
Bu zaman diliminde NATO kayıtlarına göre dünyanın 25 yerinde kriz
yaşandı, 15’i Türkiye’nin etrafında. Bu krizlerin çoğu Türkiye’yi
doğrudan ilgilendirdi, hatta bağlantı kuruldu. Balkanlar
parçalandı. Türkiye hem bu ülkeler arasında barışın tesis edilmesi
hem Türkiye’nin en az etkilenmesi için çabaladı. Kafkaslar
parçalandı, yine b...