Yerel seçimlere iki aydan kısa bir süre kala açılımını Aldatma ve Korkutma Partisi başta olmak üzere pek çok şekilde yapabileceğimiz AKP, o geleneksel politikasını yine devreye soktu.
Seçim sürecinde ekonomi konuşulmasın da ne konuşulursa konuşulsun!
Yine benzer bir süreçteyiz.
Can Atalay’ın milletvekilliğinin hukuksuz biçimde düşürülmesi doğal olarak gündemin ilk sırasına oturdu. Atalay’ın avukatları dördüncü kez Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracaklar. Anayasanın hiçe sayılması anlamına gelen bu Meclis darbesini kabul etmemek, alışmamak gerekiyor.
Atalay, milletin oylarıyla seçildi, Meclis’in oylarıyla düşürüldü!
Anayasa Mahkemesi, “Atalay milletvekilidir” dedi. Meclis, “Değildir, teröristtir” dedi!
Ortada yargı kurumları arasındaki çatışmadan kaynaklanan bir karmaşa yok, AYM kararlarına uyulmamasından kaynaklanan bir hukuksuzluk var!
***
İktidar ve ortakları Can Atalay kararına gösterilen tepkiye karşılık da tehdit savuruyor:
-Sonuçlarına katlanırsınız!
Anayasayı katlamışlar rafa koymuşlar, buna itiraz edeni de katlayacaklarını söylüyorlar.
Anadolu diliyle söylemek gerekirse, hem dövmek hem ağlamasını yasaklamak gibi bir şey!
Başta vurguladık: Ana stratejileri ekonomiyi unutturacak her şeyi yapmak. Bu bağlamda bir yandan Can Atalay üzerinden dayatılan anayasasızlaştırmaya itiraz ederken bir yandan da ana ekonomiyi gündemde tutmak gerekiyor.
İşin aldatma ve korkutma boyutuyla devam edelim. Bir süredir, “Şeriat isteriz”, “Yaşasın hilafet” sloganlı gösteriler yapılıyor. Ortak özellikleri özel koruma altında yapılıyor olması! Güvenlik güçleri göstericilerin başına bir şey gelmesin diye özel önlemler alıyor!
Bu toplum o sloganları aştı.
Bu toplum Cumhuriyet Devrimlerinin büyük bölümünü içselleştirdi. Ancak Cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarının içi boşaltıldı. Bu boşaltmanın yerine koymak istediklerini topluma kabul ettiremiyorlar.
Ancak bunlar toplumun önemli bir kesimini korkutuyor, ürkütüyor. Bu da iktidara yetiyor!
3 Mart 2024 hilafetin kaldırılışının yıldönümü. O güne dek bu yöndeki eylemlerin doz ayarını yükseltebilirler! Buna Meclis’ten de sesler eklenmesini sağlayabilirler.
Gerçek gündemin yani ekonominin boyutları artık TÜİK verileriyle bile örtülemiyor. TÜİK’in açıkladığı verilere göre gelir uçurumundaki genel durum şu: