Kamuoyu araştırmaları sadece siyasetin değil tüm toplumsal
yaşamın bir parçası haline geldi. İletişim çağının yan ürünlerinden
biri olan sistem zaman zaman yanlışlar yapsa da kimsenin
vazgeçemediği bir siyaset aracına dönüştü.
Video kasetlerin moda olduğu dönemde bunu siyasette en etkili
kullanan, AKP’lilerin ataları olmuştu. Bugün de kamuoyu
araştırmalarının öne çıkmasıyla birlikte bu yöntemi etkili
kulllananların başında AKP geliyor. Öyle ki salt bunun için özel
şirket kuracak kadar benimsediler. Seçimlerin olmadığı dönemlerde
de anketten vazgeçmiyorlar. Attıkları bir adımın hemen toplumsal
algısını ölçüp, ikinci adımı şekillendiriyorlar. Bunu yaparken
tamamen bilimsel verilere bağlı kaldıkları söylenemez. Yerine göre
rakamları yanıltıcı kullanıp kendilerinden başka bir seçeneğin
çıkmasının olanaksızlığını topluma dayatmaya
çalışıyorlar.
1 Kasım seçimlerine giderken siyasilerden önce anketler konuşmaya
başladı. Kamuoyuna açıklanan-açıklanmayan anketlerin tümünün ortak
paydası şu:
AKP tek başına iktidara gelemiyor!
Medyanın tümüyle kontrol altında tutulmak istendiği, devletin
AKP’nin alt organı yapıldığı, MİT’in açılımının muhalefeti izleme
teşkilatı haline geldiği bir iklimde bu sonuç önemli.
***
AKP, ilk kez 7 Haziran seçimlerinde mağduriyet üretememişti. 1 Kasım seçimleri içinde dönüp dolaşıp maduriyet üretmeye çalışıyorlar, olmuyor. Aldatılmalarını bile bir mağduriyet unsuru haline getirmeye çalıştılar, tutmadı.