2023 yılının son günlerindeyiz. Gündemde 2024 yılında çalışanların, emeklilerin alacakları maaş ve ücret zammı var. Açlık deyince akla Meclis’te ciğer partisinin, barınma deyince Merkez Bankası başkanının annesine taşınmasının geldiği bir ülkede dar gelirlilerin durumunu gündemin üst sıralarına taşımak hayli zor! Bu kesimler emeklerinin hakkını aramanın yanı sıra özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyorsa, işleri daha da zor!
Türkiye’de “fedakârlık” öteden beri hep eşit paylaşılmış bir önermedir. “Feda” kısmı çalışanların olur, “kârlık” kısmı da iktidar çevrelerinin!
Bugün bu gerçeği kamu emekçileri sendikalarının yaşadığı akıl, hukuk ve vicdan almaz eşitsizlik üzerinden anlatmaya çalışacağız.
***
Türkiye’de kamu çalışanlarının sendikalaşma hakkını elde etmesi kolay olmadı. Başta öğretmenler olmak üzere kamunun pek çok kesiminde, çalışanlar sendika hakkı için başvuracak makam bulmakta bile zorlandılar. Bu hakkı elde ettiklerinde bu kez karşılarına “iktidar gücünü kullanan meslektaşları” çıktı!
Bu uzun tarihsel süreci bir başka yazıya bırakıp güncele gelelim. Cumhuriyetin kuruluş değerleri, özgürlük, demokrasi, alın teri mücadelesini önceleyen memur sendikaları, iktidar destekli sendikaların kıskacı altında.
Kamu çalışanlarının önemli bir dilimi, iktidarın ön bahçesi görünümündeki Memur-Sen ve buna yakın konumda durarak güçlenen Kamu-Sen çatısı altındaki sendikaların bünyesinde. Bu sendikalar hak arama mücadelesini ikinci plana itince üye kaybetmeye başladı. Pek çok kamu çalışanı yukarıda tarif etmeye çalıştığımız iktidara karşı dik duran sendikalara yöneldi. Bunun üzerine iki yıl önce iktidarla bir olup toplusözleşmeye şunu eklettiler:
-Üye sayısı işkolundaki tüm çalışanların yüzde 1’inin altında olan sendikalara üye olanlar toplusözleşme ikramiyesinden yararlanamazlar.
Toplusözleşme ikramiyesi ayda yaklaşık 700 liraya karşılık gelen bir ek gelir. Yüzde 1’in altındaki sendikaya üye olan bunun ancak üçte birini alabiliyor.
Üye sayısı daha az ama mücadele gücü daha yüksek sendikalar Danıştay’a başvurdu. Danıştay, eşitlik ilkesinden sendika seçme hakkının kısıtlanmasına kadar pek çok nedenle bunu iptal etti.
Sorun mu canım? Danıştay iptal ettiyse Meclis’e gelen yeni bir çorba, affedersiniz torba yasanın içine yeniden konur. Öyle yaptılar. Üstelik yüzde 1’i de yüzde 2’ye çıkardılar. Zira bu sendikalar büyüyordu.