Ve İmamoğlu mazbatayı alınterinin hakkıyla
aldı. Kutluyoruz. Bundan sonraki sürecin sağlığı için önerimizi
paylaşalım...
Sayın Binali Yıldırım,
31 Mart gecesi 23.20’de atı alıp Üsküdar’ı geçmek üzere hazırlanıp,
32 kanallı canlı yayın eşliğinde seslendiniz:
“İstanbul’u aldık... 3 bin 800 oyla öndeyiz...”
O gece başta İmamoğlu olmak üzere CHP kadroları, “Dur bakalım ne
olacak” bekleyişine girseydi, ertesi gün için İstanbul sokaklarını
zaten donatmıştınız:
“Gönül belediyeciliği kazandı, Teşekkürler İstanbul...”
O geceden sonra susup 3 Nisan’da görünüp kayboldunuz, 15 Nisan günü
çıktınız, t-onlarca kanalın canlı yayınıyla verdiniz veriştirdiniz,
“Bu seçim murdar oldu” dediniz, üstüne tüyü bırakıp
çekildiniz...
Şöyle bir düşünün Binali Bey, sizin de kullandığınız deyimsel
anlamıyla, her şeyi murdarlaştırmadınız mı?
*** Önce İstanbul sonra Erzincan
milletvekilliklerinin ardından, size dediler ki:
“Bolca bakanlık da yaptınız, bunun üstüne bir de İzmir Belediye
Başkanlığı gider.”
İzmir’den belediye başkan adayı oldunuz. Vekillikten sonra belediye
başkanlığında da seçmene saygının, o topraklarda ayak izinin hiç
kıymeti olmadığını bir güzel gösterdiniz.
Ama kabul etmek gerekir; en güzelini Başbakanlık’ta yaptınız. Bu
bin yıllık geleneksel makamı sizden daha iyi değersizleştiren
olamazdı. Yerine göre gevrek gevrek, yerine göre kıs kıs gülerek,
“Ben kendimi imha ediyorum. Memleket için feda olsun” dediniz.