Zafer Dershaneleri’nin ve Zafer Koleji’nin kurucusu, biyoloji öğretmeni Ali Demir’i geçen çarşamba günü ölümsüzlüğe uğurladık.
O amansız hastalığa yakalandığını öğrendiğimde bir an enerjisinin ve heyecanlarının zedelenmiş olabileceğini düşünüp büyük bir hüzne kapılmıştım. Ancak demir parmaklıkların ardında, arada cam bölme de olsa, özel bir izinle ziyaretime geldiğinde gördüm ki neredeyse tam tersi olmuş. Hani işi çok aceleymiş de bir an önce tamamlamak isteyen ama mükemmellik arayan insanlar olur ya, işte öyle telaş içindeydi.
Özgürlüğe kavuştuktan sonra sıklıkla kucaklaştık. Ülkenin sorunlarından birini kapatıp ötekini açtık. Kanser gırtlağına dayanmış, boğazına düğümlenmişti. Ama onun başlıca kaygısı hâlâ, “Atatürkçü nesiller nasıl yetişir” sorusuna yanıt aramaktı. Bir de AKP iktidarının sandığa gömüldüğünü görmek.
Son görüşlerimden birinde yataktaydı. Uzatmak istemediği sağlık konularını hemen kesip konuyu seçimlere getirdi. Gazetecilik diliyle söylemek gerekirse tek sütun halinde kalmış bedenini zorlanarak yukarı çekti, gözlerini dört açıp “Bana bak” dedi. İki elini de güçlü bir makineli tüfek kullanır gibi titreterek seslendi:
“Bu kez de CHP’yi iktidara taşımazsanız, hepinizi tarayacağım!”
***
Ali Demir, 12 Eylül öncesinde hem öğretmenlik hem de TÖB-DER hareketi içinde mücadele önderliği yapıyordu. 12 Eylül’den sonra o dönemin darbe koşulları içinde öğretmenlikten koparılınca Zafer Dershanesi’ni kurdu. Hızla büyüttü. Atatürkçülüğünden, mücadeleci kimliğinden hiç ödün vermeden Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı.
2002’de ODTÜ mezunu oğlunu trafik kazasında kaybedince, bedenindeki ve ruhundaki en büyük yarayı aldı. Bu yara hiç kapanmadı ama oğlunun hayallerini de gerçekleştirme gücünü ona verdi.
Geçen yıl Zafer Koleji’ni açmaya hazırlanırken iki kez inşaatı gezdirdi. O laboratuvarları anlatışı, 1500 kişilik çok amaçlı salonu bir ucundan öteki ucuna koşarcasına yürüyüp burada neler yapacağını hayal edişi hâlâ gözümün önünde.
***
Ali Demir’in en büyük özelliği ise ödünsüz Atatürkçülüğüydü. Sadece bu düşünceyi benimsemekle kalmamıştı, Atatürk’ü ve onun fikirlerini yaymak için her şeyi yapmıştı.