Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesi

Çamlar yaprak açarken

İnsan doğanın dönüşümüne, iklimlerine kendince ad vermiş. Bu adlar doğadaki zenginliği anlatmada çok yetersiz kalıyor. Örneğin sadece ilkbaharın bile bademlerin çiçek açmasından...

07 Haziran 2015 | 77 okunma

İnsan doğanın dönüşümüne, iklimlerine kendince ad vermiş. Bu adlar doğadaki zenginliği anlatmada çok yetersiz kalıyor. Örneğin sadece ilkbaharın bile bademlerin çiçek açmasından çamların yapraklara tomurcuklanmasına kadar onlarca rengi var. 
Son birkaç aydır yoğun koşturmalar arasında, dağ başında bir ağaç kümesine, yol kıyısında yeşilliklerle dolu bir parka bir koşu girip çıkıyor, eskimeyen dostlarla hasret gideriyorum. Koştuğum yönde hiç insan olmadığını görenler belki de bana gülüp akıllarına gelen ilk şeyi söylüyorlardır. 
İnsan, nisan başında gür yeşil yapraklar arasından fışkıran kestane çiçekleri görür de şöyle bir selamlamak istemez mi... 
İnsan, mayıs başında birden yapraklanan söğüt ağaçlarının dallarına tutunup, “eyy salkım söğüt versene bana biraz öğüt” demez mi? 
İnsan, mayıs sonunda iğdelerin o küçücük sarı çiçeklerinden çevreye yayılan kokuyu içine çekip iğdeye doğru koşmaz mı?

***

Bademlerin, eriklerin, ayvaların, kestanelerin çiçeklenmesi, yaprağa durması, ağaçlarda çok güzel değişimler yarattığı için insanı da etkiler. Mevsimlerin değiştiğini onlarda hisseder. 
Ama bir de çam ağaçları vardır. Çamlara, dört mevsim yapraklı ağaçlardan, der geçeriz. Peki, çam ağacı dört mevsim yapraklıdır da o yapraklar nasıl bir yandan sararıp dökülür, bir yandan tazelenir? 
Yazı aramızda, ben bu konuya biraz kafa yormuş kişilerdenim. Yıllar önce birkaç çam ağacını arkadaş edinmiş, bütün değişimlerini gözlemiştim. Yaprakla örülü dalların en ucunda kahverengi, kalem ucuna benzer bir yapı belirir kış ortasında. Şöyle ucuna bastığınızda parmaklarınızın içi acır. Öylesine sert ve dayanıklıdır. Yaza doğru usul usul büyür bu sert kabuk. İçinde onlarca, belki yüzlerce yaprak yavrusu vardır. Mayısın ortasında iğne yapraklar ince ince o kabuğu deler. Benim, en doğal olan şeyin en büyük mucize olduğuna inancım böylesi anlarda ortaya çıkar. İnanamazsınız, nasıl olur da bir ağacın onlarca dalının ucundaki kabuklardan birbiriyle haberleşmişçesine aynı anda yapraklar fışkırır. Haziran başında kabuklar rüzgârla birlikte uçuşup gider iğne yaprakların her biri minicik cıvıl cıvıl bebekler gibi yaşama katılmanın keyfini sürer.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024 | 121 Okunma Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024 | 604 Okunma Çekin elinizi! 19 Kasım 2024 | 159 Okunma Şahsıma mektuplar (41) Hilezof! 16 Kasım 2024 | 87 Okunma Türk devletleriyle alfabeden başlıyoruz! 14 Kasım 2024 | 802 Okunma