CHP’nin 38. olağan kurultayı genel başkan değişikliği ile sonuçlandı. Özgür Özel, CHP’nin 8. genel başkanı olarak büyük bir beklenti ve sorumlulukla görevine başladı.
Bu bir genel başkan ve yönetim değişikliğidir.
Bu değişikliğin ne kadar değişim getireceğini zaman gösterecek.
Anadolu’da bir söz vardır; her gün bal demekle, ağız tatlanmaz. Sürekli değişim demekle de değişim olmaz. Bunun ilk somut göstergesi kasım sonunda yapılması planlanan tüzük kurultayı olacak.
Türkiye’de genel başkan değişikliği şu şekillerde olur:
Ölürse, parti kapatılırsa, kendisi çekilirse!
CHP, bunların dışında demokrasi yoluyla da bunun olabileceğini gösterdi.
Sadece bu bile CHP’nin Türkiye demokrasisine büyük bir katkısıdır.
Genel başkan seçiminin ilk turu yüzde 51’e 49 sonuçlandı! En şık olanı bir aşamada Kılıçdaroğlu’nun çekilmesiydi. 4 Kasım gecesinin o anlarıyla ilgili birbiriyle çelişen kulis bilgileri var. Konunun bu yanını dalgalanmaya bırakalım...
Özel’in dünkü Manisa konuşması, 4 Kasım gecesini iyi okuduğunu gösteriyordu. Yüzde 51-49’luk tablo, parti içi birliği sağlamanın sihirli bir değneği olmadığını gösteriyor. Bu anlamda Kılıçdaroğlu yola daha avantajlı başlamıştı. 22 Mayıs 2010’daki 33. olağan kurultayda 1246 delegeden 1200’ünün imzası ile aday gösterildi. Kullanılan 1197 oyun geçerli olan 1189’unun tamamını alarak genel başkan oldu. Bu, tartışmasız bir sonuçtu.
Özel’in seçilmesi ise hem değişiklik hem değişim isteminin yansıması olarak sancılı bir şekilde gerçekleşti. Devamının gelmesi için de büyük beklenti oluştu. Bu beklenti CHP dışındaki kamuoyunun da gündeminde. Maceraperest, hayalperest gibi sözcüklerin yanına, bunlardan ayrı ve bağımsız olarak yeni bir kavram eklemek gerekirse bizim toplum için şunu söyleyebiliriz: