Kapı girişi; elinde özgeçmiş sallayan, yanında getirdiği engelli çocuğunu görevlilere göstermeye çalışan, kimseye anlatamadığı yıpranmış tapusunun ayrıntılarını anlatmak isteyen insanlarla doluydu.
Her birini dinlemek olanaksız, biri anlatırken öteki araya giriyor. Arkadan süzülüp yanınıza gelen yurttaş özel bir konuyu insanlardan uzakta paylaşmak istiyor. Samsun’dan gelen emekli öğretmenin hiçbir talebi yok, İmamoğlu’na dokunsun yeter!
İmamoğlu’na toplum katlarındaki yüksek beklentiyi bir madde olarak aktarmayı planlıyordum. Kapı her şeyi söylüyordu.
***
Birinci ayın dolmasının ardından İmamoğlu’nu umutlu bir geleceğin şafağında gördük. Elde ettiği gücün yüksekliği, aldığı sorumluluğun ağırlığı, toplumun her kesiminden gördüğü kabul, iktidarın hazırladığı engeller, bütün bunların üstünde başarıya olan inanç...
Böylesi durumlarda en büyük enerji, başarıya inanmaktır.