Kenan Evren’in 12 Eylül darbesinin ardından, bu güçle yaptığı
anayasa ile birlikte cumhurbaşkanı olması siyasi tarihimizin
çarpıcı dönemeçlerinden biridir. Seçmenler, anayasaya “evet”
derken, Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığına da “evet” demiş oluyordu.
Oyların kullanıldığı zarflar da şeffaftı ve kimin Evren’e ve
anayasaya “evet”, kimin “hayır” dediği belli oluyordu.
Bu koşullarda yapılan anayasa ve Evren referandumuna yüzde 91
“evet” çıkmıştı. Yüzde 9 oy, bütün baskılara karşın hayır
yönündeydi. Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde yurt gezileri,
gittiği kenti altüst eden bir katılımla gerçekleşiyordu. Bütün
öğrenciler ellerinde bayraklarla Evren’in geçeceği güzergâhta
saatler öncesinden hazır tutuluyordu. Devlet dairelerinde kırmızı
alarm veriliyordu. Evren’in gelişinden gidişine dek üst bürokrasi
adeta duruyordu.
Herkesin hazır edildiği bu gezilerin programı da garip bir şekilde
gizli tutuluyordu. Ola ki sızarsa, suçlular anında yakalanıp
meslekten atılıyordu.
***
12. Cumhurbaşkanı Erdoğan da tıpkı 7. Cumhurbaşkanı Evren gibi
gittiği kentlerin bütün düzenini bozuyor. Erdoğan dün, İzmir’deydi.
Gezi öncesinde aldığımız haberler, bize yansıyan yakınmalar,
aklımıza Evren dönemini getirdi.
Cuma sabahı arayan bir şoför, şöyle diyordu:
“Dün, kullandığım servis aracının sahibi aradı. ‘Cumartesi de
çalışacaksın. İlçemizden insanları, bedava, Erdoğan’ın Atatürk
Stadı’ndaki açılış davetine götüreceksin. Minibüs tam dolmazsa, ne
yap et doldurmaya bak. Yarım götürürsen başımız derde girer’
dedi.”