Ekonomi politik anayasasının ilk maddelerindendir: Ekonomik
kriz, siyasal sonuç
doğurur!
Böyle bir kriz sonrasında iktidara gelen AKP, bunu iyi bilenlerden.
O nedenle krizle mücadele kadar, krizi gizleme mücadelesine de önem
veriyor. Hatta ikincisi daha önemli. Krizle mücadele uzun iş, ama
halka kriz olmadığını kabul ettirdin mi, tamam.
AKP bunun yöntemini şöyle geliştirdi:
Kriz yükselirken, hiçbir olumsuzluğun olmadığını haykırıyor. Kriz
durulunca da şu demeci veriyor:
-En kötüsü geride kaldı!
-Neyin en kötüsü?
-Onun...
-O ne?
-İşlerin iyi gitmesinden rahatsız olanlar, zorlukları aşmamızı
istemiyor...
*** Somut örnek enflasyon. Rakamlar
10’lu, 20’li haneleri aşıp 30’lara yükselince hemen mücadeleye
başladılar.
Neyle?
Tabii ki enflasyonu yüksek çıkaran Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
bürokratlarıyla. Hemen Başkan Yardımcısı Enver
Taştı görevden alındı, yerine Yinal Yağan
getirildi.
Bakıyoruz kasım ayı enflasyonu eksiye düşmüş. Tüketicide 1.4,
üreticide 2.5 gerilemiş. Gidişe bakılırsa aralık ayı enflasyonu da
eksi çıkacak. Böylece yıllık enflasyon yüzde 20’nin altına
düşecek.
Oysa üreticiden tüketiciye ekonominin tarafları kimi ürünlerde
eylül, ekimde yapılan çok yüksek zammın ardından bir ölçüde indirim
olduğunu, ancak bunun genel bir düşüşü yansıtmadığını
vurguluyorlar. Dün konuştuğumuz bir market zinciri yöneticisi
şunları söyledi:
“Bizim raflardaki durum...