Mustafa Balbay Cumhuriyet Gazetesi

Gücü paylaşmak... Gücü devretmek!

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın bugünkü (08.12.2022)''Gücü paylaşmak... Gücü devretmek!'' başlıklı yazısı.

08 Aralık 2022 | 104 okunma

Başlık, demokrasinin çok önemli iki ayağını oluşturuyor.

Demokrasi, kurumlar ve kurallar rejimi, kuvvetler ayrılığı ilkesidir, halkın kendisini yönetecek olanları özgür iradesiyle seçmesidir... 

Bütün bunlar tamam ama iktidar gücünü paylaşabilmek ve devredebilmek günümüzün en ciddi demokrasi sorunudur. Zira iktidarı elinde bulunduranların bunu perçinleme araçları çok arttı. Bunların başında medya gücü geliyor. Parayı ve medyayı kontrol ettiğiniz an, halkı da istediğiniz cendereye sokma ortamını sağlamış oluyorsunuz. 

Medyanın adeta “medyalröz” diyebileceğimiz bir güç olarak kullanıldığına tanık oluyoruz. Bunu ayrı bir konu olarak işleyelim...

Bugün Türkiye’de iktidar gücü sözcüğün tam anlamıyla tek elde toplanmış durumda. Gücü paylaşmamanın sonuçlarını yaşamaktayız. Rejim “şahsımrasi”!

Ne var ki bütün gücün tek elde toplanması sadece bir güç merkezi olduğu anlamına gelmez. Bir güç ne kadar büyük olursa olsun, yalnızlaştıkça zayıflar, yozlaşır.  

Kurumlar ve kurallar bittiği an kraldan çok kralcılar türer. En tepedekine en yakın olanlar ya da ona “kafa tutabilenler” ayrı güç odakları haline gelir. Güç yarımadaları ya da adacıkları oluşur. 

Ankara’daki tablo bu. 

Deprem bölgesine yardım için giden, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” diye başlar.

Asgari ücretin ne olacağı sorusu, “Cumhurbaşkanımız önerilenin biraz üstünü verecek” yorumuyla yanıt bulur.

Başlıktaki iki ayağın birincisini yaşıyoruz, ikinci ayağı ne olacak?

Açık-kapalı seçim tartışmalarının ortasında iki cümle var:

Saray seçim kaybetmez...

Saray seçimi kaybetse de gücü devretmez!

Özeleştiri olarak kendimizi de katıp, şu saptamayı yapalım:

Bu tür tartışmaları öne çıkarmak Saray’ın işine gelir. Sandığa olan güveni zayıflatır. Devamında öğrenilmiş çaresizlikle toplumda yenilmişlik duygusu yaratır. 

Ancak bazı şeylerin dedikodusu, olmasından beterdir. O nedenle bu gölgeyi ortadan kaldırmak için üzerine ışık tutmak daha doğrudur. 

Gerçek şu:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şahsıma mektuplar (42) Rakibim sensin! 23 Kasım 2024 | 120 Okunma Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024 | 125 Okunma Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024 | 605 Okunma Çekin elinizi! 19 Kasım 2024 | 159 Okunma Şahsıma mektuplar (41) Hilezof! 16 Kasım 2024 | 87 Okunma