Koalisyon görüşmelerinde ilk tur tamamlandı. AKP sanki
kendisinden başkası hükümet kuramazmış gibi bu sürenin neredeyse
tümünü tek başına kullanma niyetinde görünüyor.
Oysa ilk turu, görev aldıktan hemen sonra bir gün içinde
tamamlayabilirdi. Önümüzdeki süreçte, bayramın ardından ikinci tur
yapılacak. Bakarsınız bir tur daha yapılır.
Gelinen noktayı özetlemek gerekirse...
Yeri geldikçe vurguladığımız gibi önceki koalisyon deneyimlerinden
farklı olarak en sorunlu ve aktif oyuncu Cumhurbaşkanı... Her
iftarda ağzını iftiharla açan Erdoğan,hükümet
seçenekleri üzerine fetvalar veriyor. Erdoğan’ın bu konuşmalarında
kullandığı dille kendisine yanıt vermek gerekirse şöyle başlamak
kaçınılmazdır:
Sen kimsin?
Anayasanın 104. maddesine göre, devlet kurumları arasındaki
dengeden sorumlu, siyasi partilere tarafsız davranması gereken bir
kişisin.
Hükümeti kurmaya ilişkin tek sorumluluğun da seçimlerin ardından
olabildiğince çabuk, hükümeti kurmaya en yetkili partiye görev
vermek. O kuramazsa, bir sonrakine vermek.
Siyasetin içinden gelen cumhurbaşkanları dahil bu gelenek ana
hatlarıyla bozulmadı.
Ancak şimdi Erdoğan, seçimlerde oy istediği partisiyle hükümet
kuracak partiyi hizaya getirme işine girişiyor. Halk
Erdoğan’a “Sen görevini yap siyasete karışma”dedi. Şimdi bu
sözü Erdoğan’a parlamentonun da hatırlatması gerekiyor.
***
MHP’nin koalisyon görüşmelerinde en deneyimli parti olduğunu söylemek abartma olmaz. 1980 öncesi Milliyetçi Cephe koalisyonlarından, 1999’un DSP’li koalisyonuna kadar uzanan bir deneyimi var.