Önce genel doğrunun altını çizelim; diyalog iyidir!
Siyasi tarihimiz, diyalogsuzluklar tarihidir. Demirel’le Ecevit birbirinin adını bile ağzına almamayı, “hükümetin başı”, “muhalefetin başı” gibi hitapları tercih etti. Tansu Çiller’le Mesut Yılmaz aynı tabana seslenen karşıt liderler gibiydi. Erbakan, Erdoğan’a küs öldü!
Ne olursa olsun görüşebilmek, konuşabilmek gerekir.
Türkiye her türlü kutuplaşmadan çok çekti.
Güzel bir Balkan atasözü vardır:
Kardeşe kardeş demeyen, yabancıya efendi der!
Özel’in Erdoğan’ı karşılarken şekilsel konulara da özendiği, “Cumhurbaşkanlığı makamı”na karşılık gelen bir hazırlık yaptığı konuşuluyor. Bu da diyaloğun bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Hürmet, edileni değil, edeni yüceltir!
***
Biz de yazının peşrev kısmını burada kesip diyaloğun içine gelelim.
Özel, 31 Mart seçimlerinden başarıyla çıkmış olmanın özgüveni ile yeni bir süreç örüyor.