AKP iktidarının en iddialı biçimde ortaya koyduğu yeni eğitim
adımlarının biri ömrünün iki öğretim yılından az sürdüğü
bugünlerde, Köy Enstitüleri deneyimi hâlâ geleceği de aydınlatan
bir ışık olarak devam ediyor.
17 Nisan’da Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 75. yılı kutlandı.
Türkiye’nin dört bir yanındaki kutlamalara Yeni Kuşak Köy
Enstitüleri Derneği’nin öncülük etmesi, bu deneyimin sonraki
nesillerde de yankı bulduğunu ortaya koyuyor.
Köy Enstitüleri her şeyden önce eğitimde fırsat eşitliğinin en net
fotoğrafıdır.
Enstitülerin açıldığı yerlere baktığımızda, Edirne’den Kars’a,
Trabzon’dan Diyarbakır’a, bütün bölgelerin dikkate alındığı
görülecektir.
Bu okulların adlarını ve yerlerini 75. yıla armağan olarak
paylaşalım:
Kepirtepe (Kırklareli), Arifiye (Sakarya), Savaştepe (Balıkesir),
Kızılçullu (İzmir), Ortaklar (Aydın), Çifteler (Eskişehir), Gönen
(Isparta), Aksu (Antalya), İvriz (Konya), Düziçi (Adana-Osmaniye),
Hasanoğlan (Ankara), Gölköy (Kastamonu), Akpınar (Samsun),
Pazarören (Kayseri), Akçadağ (Malatya), Yıldızeli (Sivas),
Beşikdüzü (Trabzon), Pulur (Erzurum), Dicle (Diyarbakır), Erciş
(Van), Cilavuz (Kars),
***
Yukarıdaki illerin Türkiye haritasındaki yerini düşündüğümüzde
teslim etmemiz gereken hak şudur: Eğitimde fırsat eşitliğinin
bundan iyi bir düzenlemesi olamaz.
Köy Enstitüleri bugün sadece ülkemizde değil, dünyada da
konuşuluyor. Birleşmiş Milletler özellikle kalkınmakta olan
ülkelere bu modeli öneriyor.
Köy Enstitüleri, sadece aydınlanmanın değil aynı zamanda üretime
dayalı eğitimin de kutup yıldızıydı.