Memlekette bütün sorunların odak noktası haline
geldin.
Çıkar amaçlı saray kurdun. Toprağıyla inşaatıyla hiçbir yasal yanı
yok.
Devlet kurumları arasında denge unsuru olacağına, bütün kurumların
ayarını bozdun, kendine benzettin. Bütün yaptıklarına Osmanlı
kılıfı bulup, ecdadımızı mezarında ters çevirdin. Osmanlı’da Lale
Devri vardı, sende sülale devri var.
Daha geçen gün oğlun, devlet desteğiyle kurup, annesinin adını
verdiği yurdu sana açtırdı.
Artık memlekette adının olduğu yerleri değil, olmadığı yerleri
bulmaya çalışıyoruz.
Anayasayı aldın rafa kaldırdın, “ağzımdan çıkan
kanundur” diyorsun ama ağzından ne çıktığı belli
değil.
Halkı her fırsatta kamplara bölüyorsun. Kendinden olanlar
olmayanlar diye ayırdığın yetmiyormuş gibi kendinden olanları da
ikiye üçe ayırıyorsun. Az bağımlılar çok bağımlar deyip
etrafındakileri serseme çeviriyorsun.
Her sabah hapse attıracaklarını ilanen duyurup, polislere,
savcılara talimat veriyorsun. 4 ay hapis yattın, 17 yıldır
mağduriyetini anlatıyorsun.
***
Memlekette basın özgürlüğü, fikir, ifade özgürlüğü diye bir şey
bırakmadın. Biri çıkıp özgürce düşüncesini anlatsa, ertesi gün
kapısına polis dayıyorsun. Olmadı maliyecileri diziyorsun.
Başlangıçta muhabirleri, haber müdürlerini, genel yayın
yönetmenlerini değiştiriyordun, bunlar yetmedi artık gazete -
televizyon patronu ataması da yapıyorsun. Ölesiye sana âşık olmayan
patron yandı! Yüksek Seçim Kurulu’nu yandaş seçim kuruluna
çevirdin. Bütün partilerin üstüne çıktın. Kimseye verilmeyen
meydanlarda sen konuşuyorsun. Gittiğin her yerde ne olduğunu
bilmediğimiz açılışlar yapıyorsun. Aça aça memleketin açılmadık
yerini bırakmadın.
İşbaşına geldiğinde memleketi Avrupa Birliği’ne sokacağım demiştin.
Olmadı, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne de sokabilirim, dedin. Sonunda
soka soka birbirine soktun.