Ankara Garı benzeri büyük saldırılardan sonra ilk sorulan klasik
ve stratejik soru şudur:
Bu olay kimin işine yaradı?
Buradan akıl yürüterek saldırıyı yapanların kimler olabileceği
sorusuna yanıt aranır.
Saldırının bir canlı bomba ile yapılmış olma olasılığı ilk günden
güçlüydü. Dün kesinleşti. Ortadoğu tipi bu saldırı ne yazık ki
bizim ülkemizle de anılır oldu. Yeryüzünün en tehlikeli silahı,
ölümü göze almış insandır, denir. Canlı bombaların nasıl
hazırlandığı, hangi ruh haliyle olayı gerçekleştirdiği ayrı
tartışma konusu, ama bu söz bir kez daha doğrulandı.
Ancak salt canlı bombanın kimliğini saptamakla iş bitmiyor. Asıl
olan onları hazırlayanlar, yönlendirenler.
Girişte sorduğumuz sorunun yanıtına ilişkin geniş bir yelpaze var.
Seçimin yapılmamasını isteyenlerden terör örgütünün gücünü
yükseltme hedefine, IŞİD’den uluslararası istihbarata
kadar...
Bu saldırının kimin işine yaradığı sorusunu tersine çevirip, bu
saldırı en çok kime neye zarar verdi, diye sorarsak yanıtı
tektir:
Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine, kardeşliğimize,
beraberliğimize...
O zaman bu saldırıya verilebilecek en büyük yanıt, hedef seçilen
değerlerimizi güçlendirmektir.
***
Böylesi saldırıları önlemenin birinci yolu istihbarat, ikinci
yolu sağlam güvenlik önlemleridir.
Her ikisinde de ciddi bir zaafın olduğu görülüyor.
Türkiye her şeyiyle güllük gülistanlık bir ülke olsa, kimsenin
aklından herhangi bir terör saldırısı geçmese, herkes güvenlik
deyince sadece cep telefonunun güvenlik tuşunu anlasa, böyle bir
saldırı için, “hazırlıksız yakalandık” denebilir.