Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından, Lozan
müzakerelerinin yürütücüsü, İkinci Cumhurbaşkanı, özetle cumhuriyet
tarihimizin ikinci adamı İsmet İnönü,
Erdoğan’ın sıkıştıkça sığındığı bir kişi oldu.
Asıl hedef Atatürk...
Ancak ona doğrudan saldırmanın toplum karşısında maliyeti yüksek
olacağı için bu yöntemi tercih ediyor. Biliyor ki, eğer İnönü’ye
çatarsa toplumun pek çok kesiminden tepki yükselecek. Bu tepkiyi
verenler, o günkü iktidarın eleştirilmesi gereken icraatını ister
istemez ikinci plana itecekler. İnönü örneğinde olduğu gibi, tarihi
gündeme getirecekler. Böylece asıl gündem gölgede kalacak.
Bunun genel adı şu:
En iyi savunma saldırıdır!
*** Erdoğan’ın Türkiye tarihine
saygısı olmadığı için bugünkü başarısızlığını “tarihe bak” diyerek
kendince örtmüş oluyor.
Bunda başarılı oluyor mu?
Bir söz vardır; gerçek ayakkabısını giyinceye kadar, yalan üç tur
atar.
Sıcak gündemi tartıştırmama konusunu başarmış olsa bile; gerçek,
zamanın çocuğudur. Zamanla büyüyen yalanlar değil, gerçekler
olur.
Erdoğan bu yöntemle kendi medyasına da manşet vermiş oluyor. Bir
süredir ekonomik kriz olmadığını anlatmak için çırpınıyorlardı.
Erdoğan’ın tarihe ve CHP’ye saldırısıyla bir nefes aldılar.
Oysa en sıcak gündem şu: Biz IMF’ye bile borç verecek kadar
güçlendik derken, IMF’nin ancak taşeronu olabilecek bir danışmanlık
şirketine neden muhtaç olduk? Bu muhtaçlığı anlatırken, “Buna karşı
çıkanlar ya cahildir ya hain” deyip, iki gün sonra neden
vazgeçtiğimizi açıkladık?
...