AKP iktidarı en büyük zararı hangi alanda verdi?
Soruya önem sırasına göre pek uzun bir listeyle yanıt verilebilir. Ancak birincilik eğitimde görünüyor!
Osmanlı döneminde de pek çok padişah, imparatorluğun çökmemesi, çağı yakalaması için reformlara girişti. Özellikle eğitimde adımlar atmaya çalışan padişahların karşısına din üzerinden kurduğu iktidarını kaybetmek istemeyen şeyhülislamlar çıktı. Her şeye rağmen reforma girişenlerle şu pazarlığı yaptılar:
Yüksek eğitim düzeyinde kurumlar oluşsun ama temel eğitim din ekseninin dışına çıkmasın.
Biliyorlardı ki temel eğitimi kendileri verdi mi, devamı da onun üzerine kurulur.
Bilim tarihçileri Osmanlı’nın çöküş sürecini savaşlardan, kötü yönetimlerden öte, şuradan başlatırlar:
Medreselerde felsefe derslerinin kaldırıldığı, resme benziyor diye Piri Reis haritalarının duvarlardan indirildiği dönem!
***
Bugün de özde değişen bir şey yok. Bilimsel eğitimin karşısında ne varsa deniyorlar.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bütçe görüşmeleri sırasında söyledikleri, eğitime bakışının fotoğrafı. Tarikat ve cemaatlerle protokolleri sürdüreceklerini ilan eden bakan tarihe geçecek iki saptama yaptı:
-Sizin tarikat-cemaat dediklerinize, biz STK diyoruz.
-Bunlarla protokoller öğrencilerin dağa çıkmasını önlüyor.
Önce şu noktanın altını çizelim:
FETÖ ile mücadele edilmiyor. Ne yapılıyor? AKP’ye teslim olmayan, biat etmeyen, başkalaşmış gibi görünmeyen, iktidarın temiz kâğıdı verdiği tarikat ve cemaatlere geçmeyen FETÖ’cülerle mücadele ediliyor.
Bugünkü adı ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleriyle sorunlu olan, bunu yıkmak için sistemin içinde kalıp, sistemden beslenerek büyüyen, denetim ve kontrol dışı her güç FETÖ’dür.
Bir örgütlenmenin STK olabilmesi için dört koşul vardır: