Cumartesi günü 9. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı’nda idim.
Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’i kutluyoruz.
Üç büyük kent dışındaki kitap fuarlarını geleneksel halegetirmek
kolay değil. Önümüzdeki yıl iki haneli rakama ulaşacağına göre
oturmuş demektir.
Kitap fuarlarında yurttaşlarla yüz yüze söyleşi en doğal kamuoyu
araştırması demek. Ülke için duyarlı, bilinçli, gelecek kaygısı
taşıyan insanların ne düşündüğünü bilmek bizim için de öğretici
oluyor.
Yedi saat boyunca yüzlerce okurla ikişer üçer dakikalık ayakta
görüş alışverişinden satırbaşları şunlar:
-Bu iktidar gitmez düşüncesini yüksek sesle dillendirenlerin sayısı
artıyor. Bu düşünce beraberinde siyasetten umudu kesmeyi getirir.
Bu tam bir demokrasi çölleşmesine gider.
-CHP’den beklenti büyük. Beklenti büyüklüğü beraberinde sitem ve
öfkeyi getiriyor. O insanlara, “Öfke, haklılığın intiharıdır”
sözünü anımsatmak fayda etmiyor. Bu da sandığa gitme-gitmeme
tartışmasına kadar varıyor. Bu düşüncelere parti yönetiminin
kızgınlıkla karşılık vermesinin yararı yok. Asıl yanıtı aranması
gereken soru, bu duygunun nasıl ortadan kaldırılacağı ve umuda
dönüştürüleceği.
-Umutlu insanların sayısı da az değildi. Onlara, umutlarını
besleyen şeylerin neler olduğu sordum. Pek çoğundan şu yanıtı
aldım: “Aslında neden umutlu olduğumu ben de bilmiyorum. Böyle
gidemez diyorum.”
- 24 Haziran’ın yıkıcı etkisi devam ediyor. Bunu aşmayı amaçlayan,
toplumun dikkatinde olan bir çaba da dile getirilmiyor.
*** Kimi kişisel yorumlar da vardı.
Onlardan birini paylaşmadan geçemeyeceğim.
İrikıyım, 40’lı yaşların başında bir devlet memuru, f...