Yaşam varsa ölümün de olduğunu bilen Anadolu insanının, ölüme
ilişkin başlıca dileklerinden biri şudur:
Allah sıralı ölüm versin!
Ama öyle olmuyor... Çocuklar annebabalarını değil, anne-babalar
çocuklarını gömüyor.
Daha Dağlıca şehitlerimizi toprağa vermeden, dün sabah Iğdır’dan
acı haber geldi. Polislerimizi taşıyan servis aracına bombalı tuzak
kuruldu, 13 polisimiz şehit oldu. Öğleden sonra da Tunceli’den bir
polisimizin şehit olduğu haberini aldık.
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm Türkiye’ye
başsağlığı diliyoruz.
Saldırılar sonrası yapılan, terörle mücadelenin kararlılıkla
sürdürüleceğine, son terörist yok edilene dek durulmayacağına
ilişkin açıklamalar elbette önemli. Toplum güvende yaşamak ister,
çatısı altında yaşadığı devletin kendisine bu yönde güvence
vermesini ister.
Ancak bu açıklamaların özü, teröristle mücadeleye yönelik. Bir
başka deyimle tüm teröristlerin yok edilmesi terörü bitirmeye
yetmiyor. Zira, teröristle mücadele kadar, terör örgütüne katılımın
da, katılma koşullarının da sona erdirilmesi gerekiyor.
Teröristle mücadele temelde siyasi iradenin verdiği sorumlulukla
güvenlik güçlerinin görevidir. Terörle mücadele ise başta siyasi
irade olmak üzere tüm devlet kurumlarının ve toplumun
sorumluluğundadır.
***
Batı’da, ciddi bir terör saldırısı olduğunda çoğunlukla şu yol
izlenir:
1- Olayda sorumluluğu olan bir bakan ya da kamu görevlisi varsa
istifa eder.
2- Topluma terörün aşılacağına dair güven veren açıklamalar
yapılır.