Venezüella’da yaşananlar 21. yüzyılın nasıl seyredeceğini
gösteren küresel ipuçları veriyor.
ABD’den başlayalım...
Nicolas Maduro yönetimini tanımadığını söyleyip
kendisini devlet başkanı ilan eden Juan Guaido
ABD’nin tam desteğiyle bu işe girişti. Guaido’nun öne çıkmasıyla,
ABD’nin onu tanıması arasında saatler bile yok.
ABD, 30 Temmuz 2017’de yapılan parlamento seçimlerinin adil
olmadığını, meşru yönetimin muhalefet hareketine geçtiğini
söylerken 21. yüzyıldaki olası darbelere nasıl bir kılıf
uyduracağını gösteriyor:
“Seçim meşru değildir. Onu değil, bunu başkan olarak
tanıyorum.”
Peki senin yaptığın meşru mu?
ABD’nin 20. yüzyıl boyunca Latin Amerika’da doğrudan ya da dolaylı
katıldığı darbe sayısı bin civarında!
Artık askerleri kullanmak yerine “seçimleri kullanmak”!
Yeni nesil darbe böyle bir şey olsa gerek.
*** Maduro yönetimine gelince...
Ekonomiyi ve siyaseti iyi yönetemedi. Venezüella, dünyanın en
zengin petrol kaynaklarına sahip. Dünyadaki toplam rezervin yüzde
24’ü burada. Gelin görün ki, Venezüella’nın altından petrol,
üstünden fakirlik fışkırıyor.
Zengin toprakların fakir insanları...
Yüzde 300’e varan enflasyonla asgari ücret 4-5 dolara kadar
geriledi.
Siyasette de parlamento ülke yönetiminin kalbi olamadı. 30 Temmuz
2017’de yapılan genel seçimleri muhalefet partilerinin hemen hemen
tümü boykot etti. Maduro’nun partisi Venezüella Birleşik Sosyalist
Partisi, 575 kişilik Meclis’in tümünü ele ge...