Türkiye’de her genel seçimin kendince özel anlamı olur. Sürekli
virajlardan geçen bir ülke olarak her seçimde görünen virajın
sonrası tartışılır.
7 Haziran seçimleri son birkaç seçimden daha farklı bir anlam
taşıyor. HDP çizgisi, seçimlere ilk kez bağımsız adaylarla değil,
kendi tabelası altında katılıyor.
Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi, akıllı bir beraberlik
oluşturdu.
Bu iki yeni durum, seçimlerin kaderini etkileyecek.
Genel bir gözlem olarak paylaşmak gerekirse, 2002’den bu yana
oylarını AKP’ye veren kesimde ciddi bir gevşeme var.Özellikle
merkez sağ kökeninden gelip AKP’ye oy veren kesimler bu kez vermeme
eğiliminde. Bunu birebir sahada gördüğümüz bir gerçek olarak
paylaşıyoruz. Bu oyların nereye gideceği konusunda ise blok bir
saptama yapmak zor.
AKP’den çekilen kesim, şunu yüksek sesle söylüyor:
“Artık bunlar gitmeli...”
Peki kim gelmeli sorusuna ise çok net yanıt vermiyorlar. Ama
gitmesi gerektiği konusunda kafalar net.
***
HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı bu seçimlerin başlıca sorusu.
Genel görünüm aşacağını gösteriyor. Çünkü yakın geçmişten farklı
olarak büyüklükleri değişen üç oy kaynağı var.
Birinci ve en büyük dilim, geçmişte AKP’ye oy vermiş batıdaki Kürt
seçmen. Buradaki akışkanlık kentlerin arka sokaklarında hemen
seziliyor.
İkincisi, yine batıda olup HDP çizgisinin bağımsız aday çıkarmaması
nedeniyle oy verecek kişi bulamadığı için sandığa gitmeyen Kürt
seçmen.