Üçüncü görüşme için de şimdiden tarih verildi:
20 Temmuz’da KKTC’de Barış Harekâtı’nın 50. yılında.
Görünüşe bakılırsa herkes memnun!
Bu kez de vitrinsel kısım öne çıktı. İkramlardan karşılama görüntülerine kadar her şey “haber” değeri taşıdı. Siyaset için “araç” olarak değerlendirilebilecek “diyalog” fiilen “amaç” konumuna geldi. Bunca yıldır kutuplaşmanın yaşandığı bir ortamda diyalog zemininin oluşması elbette haberdir. Ancak bunun zemin olmaktan çıkıp siyaset yapma biçimi haline gelmesi, işin özünü değiştirir. Çinlilerin düşünme sisteminde şöyle bir gelenek var:
Bir olaya yüzde 100 iyi ya da kötü demiyorlar, oransal yorum yapıyorlar. “Yüzde 70 iyi, yüzde 30 kötü” gibi.
Biz de ikinci görüşmenin ardından bu temelle yaklaşalım.
***
Erdoğan açısından görünümü cumartesi günü “şahsıma mektuplar”da paylaşırız. Bugünü CHP tarafına ayıralım...
Her şey bir yana Antalya Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün iki liderin görüşmesi sırasında serbest bırakılması çok şey anlatıyor. Keşke bu kadar kör kör parmağım gözüne yapmasalardı!