Prof. Dr. İzzet Özgenç’in özenle, ilgili anayasa maddesini de anımsatıp tasarlayarak attığı tivit bir süredir konuşulmakta olan bir planı gündeme oturttu.
2005 yılında Prof. Dr. Adem Sözüer’le birlikte yıllardır
dokunulamayan Türk Ceza Yasası’nı yeniden yazan
Özgenç, Erdoğan’ın tercihiyle YÖK üyeliği de yaptı. Hafta
başındaki medya paylaşımında iki cümleye dört mesaj sığırdı:
1- Türk Lirası’nın değer kaybı çok vahim ve durdurulamaz görünüyor.
2- Bu durum ağır ekonomik bunalım getirecek.
3- Bunun devamı anayasanın 119. maddesine göre olağanüstü hal ilanıdır.
4- Herkes bu karara şimdiden hazırlıklı olsun.
İşin bunalıma giden kısmını uzun süredir muhalefet partileri de görüyor, uyarıyor. Çözüm kısmı özel. Özgenç, böyle bir durumda faturanın yüzde yüzünün halkın üstüne yıkılmasını sağlayacak bir yolu gösteriyor. Böylesi durumlarda iktidarlar bedel öder, bizde ise iktidar bedel ödetiyor. Kendisini daha güçlü kılacak bir yönteme kapıyı açıyor.
***
Kamuoyunda şu tür cümleleri kuranların sayısı az değil:
- Bunlar kaybedecekleri seçime girmezler.
- Seçimi kaybetseler bile iktidarı devretmezler.
- Çok zor durumda kalırlarsa bir yolunu bulup seçimi ertelerler.
Üçüncü şık için de akla gelen iki öncelik vardı:
- Komşu ülkelerden biriyle savaş hali doğurup seçimi ertelerler.
- Terörün azması nedeniyle OHAL ilan edip seçimi ertelerler.
Doğrusu ekonomik buhrana yol açıp, bu yolla OHAL ilan edip seçimi ertelemek ya da o koşullarda seçime gitmek ilk akla gelenler arasında değildi.
Özgenç, daha sonra özür diledi, serbest piyasa ekonomisinden dönüş