Türkiye - Suriye sınırında yaşananların uluslararası ve küresel
boyutunu dün paylaştık. Bugün içimize dönelim...
Suruç’un ardından yaşananlarla birlikte ülkenin gündemi tümüyle
değişti, teröre döndü. Siyaset de terörize oldu.
AKP, hükümeti elden bırakmamak için akla gelen, gelmeyen her şeyi
yapıyor, yapacağını da gösteriyor! Bunların başında terörle
mücadele geliyor.
Bu sütunun temel felsefesi şudur:
Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun, kim yaparsa yapsın,
terörün her türlüsüne hayır!
Bu bağlamda son yaşanan terör olaylarını da şiddetle kınıyor
hükümetin ana sorumluluğunun bu olaylardan yakınmak ve bu olayları
kullanmak değil sorumluları ortaya çıkarmak olduğunu bir kez daha
vurguluyoruz.
Davutoğlu, gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle
yaptığı toplantıda şu büyük sözü söyledi:
“Sınırımızda IŞİD adlı terör örgütünü istemiyoruz.”
İlahi Davutoğlu, IŞİD sınırımızda değil ki içimizde. Bunu söyleyen
de biz değiliz, sizsiniz. Son bir hafta içinde 34 ilde operasyon
yapıldığını duyurdunuz. Gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun
IŞİD üyesi olduğunu duyurdunuz. Hatta dünkü Milliyet gazetesinin
manşeti şuydu: “IŞİD’in merkezine baskın.”
Neresiymiş merkez?
Hacı Bayram Camii çevresi.
Orası neresi?
Ankara’nın ortasında valiliğe birkaç yüz metre, Başbakanlık’a 10
dakika, Beştepe’ye 15 dakika...
Başka sorumuz yok!
***
IŞİD’le mukaveleden mücadeleye geçen AKP’nin bir hedefi de
HDP’nin baraj altına ineceği bir zemin hazırlamak. Bunun için
Kürtleri sokağa dökmekten, HDP’yi yasa dışı ilan etmeye kadar her
şeyi göze almış görünüyorlar.
AKP’nin bu tür konularda, AKP’nin çözüm ortağı olan MHP görüşünü
açıkladı. Dün de Erdoğan HDP’yi kapatmadan Meclis’i HDP’ye
kapatmanın formülünü önerdi.
Türkiye yıllarca terörle mücadelenin değişik yöntemlerini denedi.
Bunlardan biri de Güneydoğu merkezli siyaset yapan partilerin
kapatılmasıydı. Bunun çözüm olmadığını sağduyu sahibi herkes gördü.
Öyle anlaşılıyor ki bu filmi tekrar izlettirmeye niyetliler. Bunda
da tek amaç az önce vurguladığımız gibi HDP’nin baraj altına
inmesi, AKP’nin tek başına iktidara gelmesi.