2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ev sahipliğinin Türkiye’ye
verilmemesi Avrupa’nın büyük bir ayıbı olarak tarihe geçti. Zaten
en veciz değerlendirmeyi Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem
Kasapoğlu yaptı! Dedi ki:
“Bizim kaybettiğimiz bir şey yok. Avrupa kaybetti. UEFA adına
üzüldüm.”
Bakanımızın geçmişte sporla ne kadar ilgisi olmuş diye baktım; Spor
Toto Teşkilat Başkanlığı yapmış, o kadar.
Olsun, bakanlık da zaten toto oynamak gibi bir şey. Ne bakanı
olduğunu televizyondan öğreniyorsun; gülümseyerek, “başka bir
bakanlık bekliyordum, sürpriz oldu” diyorsun.
Avrupa, futbol şampiyonasını Türkiye’ye vermeyerek organizasyondan
hiçbir şey anlamadığını bir kez daha gösterdi. Halbuki vergi
muafiyeti vaat ettik, gelir artışı garanti ettik, devlet desteği
tam olacak dedik. Bu işten biraz anlasalar bunların ne anlama
geleceğini çözerlerdi.
16 ülke temsilcisi oy kullandı, 12-4 kaybettik. Affedersiniz,
Avrupa kaybetti!
*** Yakın geçmişte olimpiyatları
istedik, vermediler. Avrupa futbol şampiyonasını dördüncü kez
istiyoruz, vermiyorlar.
Neden?
Oysa biz pek çok alanda dünya şampiyonuyuz.
Atıcılıktan başlayalım... Hedefin iki katına çıkabiliyoruz. 2019
yılında doların 3 liranın altında olacağı ilan edildi. Şimdiden 6
lira. Türkiye’yi çekemeyenler bunu hemen, “hedef şimdiden saptı”
diyecektir. Oysa gerçek şu; biz hedefin ötesine geçtik.
Su sporlarını ele alalım. Kışın doğal su doldurmalı havuzlarımız
var; dört çeşit. İlk yağmurda cadde havuzları, sokak havuzları,
bodrum kat havuzları her türlü su sporuna uygun. Bir de altgeçit
havuzlar...