Ankara felaketinin ardından yüzlerce acıklı öykü çıktı. Görünen
o ki daha da çıkacak.
Barış için Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen insanların
halay çekerken yaşadıkları ölüm acısının duygularıyla,
gerçekleriyle bütün yönleriyle yaşanmasına zemin hazırlamak ve bu
onulmaz çok büyük acıdan büyük bir kardeşlik yaratmak
zorundayız.
Böylesi büyük felaketleri ancak ve ancak halkın örgütlü gücü
yenebilir. Gelinen noktada teröre karşı hep birlikte karşı durmak,
bu karşı duruşu anlamayan ya da gerisinde duran siyasetçileri de
bir kenarda bırakıp devam etmek gerekiyor.
Bombaların sesi mi daha tehlikelidir, halkın sessizliği
mi?
Bize göre halkın sessizliği daha tehlikelidir. Eğer halk bombalar
karşısında susarsa yeni bombalara zemin hazırlıyor demektir.
Atalarımız da dememiş mi, sukût ikrardan gelir.
Ama halk bombalara karşı sesini yükseltirse alçaklar yeniden terör
denemeye kalktığında, halkın sesi terörün sesinden çok daha güçlü
hale gelir ve onu boğar.
***
Yazının başında vurguladığımız gibi facianın ardından çıkan yüzlerce acıklı öykü olaya ilişkin soruşturmanın yanında başka gerçeklerin de ortaya çıkmasını sağlayacak. Cumartesi gece yarısı Numune Hastanesi’nden başlayarak biz de hastaneleri dolaşıp acıları paylaşmaya çalıştık.