Ali Babacan, uzun süre koruduğu sessizliğini bozmak için Karar gazetesinde karar kıldı, geçen salı günü tam sayfa görüşlerini açıkladı. Yeni parti kuracak, belki yılbaşında, belki yılbaşından da yakın.
Ahmet Davutoğlu, sürekli açıklamalar yapma serisini sürdürdü; cuma günü genel başkanlık yaptığı partisinden istifa etti. Böylece ihracına gerek kalmadı.
Uzun yıllardır devam eden gelenek bozuldu; seçimden sonra CHP’nin değil, AKP’nin içi konuşulur oldu.
Erdoğan’ın önünde de ikili değişim arayışı duruyor; birincisi Saray’a bakanlar kurulu! AKP çevreleri de bakanlıklarda değişim beklentisine girdi. İkincisi erkene aldığı partisinin büyük kongresi. Her ikisi de partideki erozyonu azaltıp tersine çevirmeye yönelik.
Bülent Arınç’la Bülent Turan’ın Canan Kaftancıoğlu ve Ahmet Türk üzerinden atışması da AKP içindeki kaynamanın sadece yeni parti kuracaklar ve kalacaklar ikileminden ibaret olmadığını gösteriyor.
Damadını hapisten çıkaran, oğlunu Meclis’e sokan, kendisini de Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğiyle Saray’a atan Arınç, son açıklamalarını yüksek istişarelerden sonra yapmış olmalı.
AKP’nin Çanakkale Milletvekili ve Grup Başkanvekili Bülent Turan, Arınç’ı CHP’li sanmış olmalı ki, ağzına geleni söyledi. Arınç da “haddini bildirdi”. Her iki Bülent de “Çanakkale geçilmez” gibi duruyor, ama haftanın genel fotoğrafına baktığımızda, AKP elek olmuş, herkes bir ucundan eliyor.
***
Bu tabloda Erdoğan yeni bir yol haritası çizmiş görünüyor...
Belediye başkanlarını Saray’a çağırarak...