Sedat Peker’in 2 Mayıs 2021’de video yayınlarıyla başlattığı süreç çözüldükçe büyüyen bir yumak halinde devam ediyor.
Peker pek çok konuda ipucu veriyor, bu iplerin ucu çekildikçe yeni yumaklar da oluşuyor.
Son 30 yılın tanığı, sanığı, yaşanan olayların “kahramanı” olan Peker’in bu bağlamda iki kimliği var:
1- Bulaştığı, katıldığı, organize ettiği olayların sanığı Sedat Peker.
2- Türkiye’nin siyasal ve toplumsal yapısına yön veren pek çok konunun “bileni”, bildiklerini kanıtlama arşivine sahip Sedat Peker.
Peker’in seçtiği yolda bir yere gelmek kolaydır ama orada kalmak, tutunmak ve durumunu sürdürmek zordur.
Peker ikinci şıkkın içinde dalgalanıyor.
Yine Peker’in seçtiği yolu döşeyen, yolun genişliğine, konforuna ve zahmetlerine yön veren de devleti temsil gücünü elinde bulunduranlardır.
***
Peşrevi noktalayıp güncele gelirsek...
Halen Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bulunan Peker’in bu ülkedeki ifade özgürlüğü Türkiye ile BAE arasındaki ilişkilere bağlı olarak artıp azalıyor.
Demokrasilerde olduğu gibi kamuoyuna yönelik bilgilendirmelerde de çareler tükenmez. Bazen aracı kullanarak bazen “kendisine sorulan sorulara yanıt vererek” bu kısıtlamaları delen Peker, son açıklamalarıyla kapsama alanını genişletti. Her dönem tarafsız ve tartışmasız bir şekilde iktidarın yanında yer alan işadamlarını gündemine aldı.
14 aylık süreç dikkate alındığına Peker’in verdiği bilgilerin ana konuları şunlar:
Uluslararası uyuşturucu trafiği... Bu trafiğin içinde yer alan iktidar gücü sahipleri... Faili meşhur cinayetler... Karapara aklama operasyonları... Sermayenin, büyük gayrimenkullerin, iyi gelir getiren işletmelerin yasal olmayan yollardan el değiştirmesi... Büyük ihalelere bürokrasinin attığı imzalar...
Son açıklamalardan anlıyoruz ki “temiz toplum” kampanyaları da kirlenmiş!
Bunu da Sedat Peker külliyatından öğreniyoruz!