Çağlar boyu değişmeyen kuraldır; savaşlarda büyük acılarda en
çok yara alan çocuklar olur!
Nisan 2011’de başlayan Suriyeli sığınmacılar dramının da en çok
konuşulan ve vicdanları yaralayan sonuçları çocuklara
ilişkin.
Dünyayı sarsan Aylan bebek gibi her gün
5-10 Suriyeli çocuk yaşamını yitiriyor.
Dün sabah CHP’nin Suriyeli sığınmacılara ilişkin kurduğu komisyonun
üyeleri olarakVeli Ağbaba, Sezgin Tanrıkulu, Selina
Doğan ve Nurettin
Demir ile birlikte Edirne’ye gitmek üzere
İstanbul’dan yola çıktığımızda, otoban kıyısında Esenler
Otogarı’ndan “sürülmüş” Suriyelilerle karşılaştık. Biz
Edirne sınır kapısına dayanan Suriyelilerle temas kurmak, sorunu
yerinde gözlemlemek için yola çıkmışken, daha İstanbul çıkışında
bir an önce Edirne’ye varmak için yollara düşmüş Suriyelilerle
karşılaşmak, sorunu sert bir rüzgâr gibi yüzümüze vurdu.
Trakya topraklarında olduğumuzdan mıdır nedir, aklıma ilk 1912-1913
Balkan Göçü geldi. 21. yüzyılda ama en az 103 yıl önceki acı kadar
derin bir tabloyla karşı karşıyaydık.
***
Yolun kıyısında 3-4 sıralı düzensiz gruplar halinde yürüyen
Suriyelileri çok geçmeden güvenlik güçleri durdurdu. Kimi kucağında
çocuk, kimi kolunda eşi, kimi sırtında geceleyecek battaniyesiyle
ne kadar uzaklıkta olduğunu bilmedikleri Edirne’ye varmak, oradan
da Almanya’ya ulaşmak için yola çıkan Suriyeliler, karşılarında
özel timleri bulunca gerilim içinde haykırmaya
başladılar:
-Edirne... Edirne...