Suruç katliamı Türkiye’yi Ortadoğu’nun bir parçası haline
getirmeye çalışanların ekmeğine yağ sürdü. Yıllardır terörle iç içe
yaşamak durumunda kalan Türkiye, intihar saldırılarının olmadığı
bir ülkeydi. İntihar saldırısında kullanılan kişinin Ortadoğu’ya
özgü yöntemlerle uzun süren çalışmaların ardından hazırlandığı
biliniyor. Saldırıyı yapan kişi, yaptığı eylemin olağanüstü büyük
sonuçları olacağını ve kendisini büyük bir ödülün beklediğini
düşünüyor. Konunun bu yanı başka bir derinlik...
Ortadoğu’da bütün olasılıklar yan yana konur, en kötü olan
gerçekleşir. Ne yazık ki biz de böyle bir bataklığın içine
sürükleniyoruz.
Suruç katliamını, sadece hemen karşısındaki Kobani ile
ilişkilendirip o kapsamda değerlendirmek dar olur. Yakın geçmişten
bugüne gelmek gerekirse bu katliama gelinen yolun ilk yapıtaşları
2010 yılında Suriye’de iç savaş başladığında döşendi.
Arap Baharı’nın bütün hızıyla estiği, Fas’tan Bahreyn’e tüm
coğrafyayı etkisi altına aldığı o günlerde beklenti
şuydu:
Bu coğrafyadaki şeyhler, sultanlar art arda devrilecek, devamında
demokrasi yeşerecek.
Olmadı... Olamazdı da.
Bir ülkede diktatörlük varsa onu devirdiğinizde altındaki öne
çıkar. Örneğin
Almanya’da Hitler diktatörü devrildi,
altından Alman gelenekleri içinde bir demokrasi çıktı.
Ama Saddam devrilince altından Irak’ın
mezhep gerilimlerinden feodal bağnazlıklara kadar toplumun
derinliklerinde olan her şey su yüzüne çıktı.
***
Arap Baharı başladığında dönemin
başbakanı Erdoğan, bütün rüzgârlı ülkelere
gidip demokrasi yelkeni benden, dedi. Ama yukarıda aktardığımız
nedenlerle bunun olanaksız olduğu kısa sürede görüldü.
Suriye’de de Esad’a haftalarla ömür biçen
Erdoğan, sabah Reyhanlı’dan girecek, ikindi namazını Şam’da Emevi
Camisi’nde kılacaktı. Şimdi, kendisi olmasa bile adamları ancak
terör kayıplarımızın cenaze namazını kılıyor.
Suriye’de aradan haftalar geçmesine karşın Esad’ın devrilmemesinden
telaşlananlar karşısında kim varsa desteklemeye
giriştiler.
Diktatöre karşı teröristi desteklemek!
Bu denklemden nasıl olumlu bir şey çıkar ki?
Güncel acımızla söylemek gerekirse, çıksa çıksa Suruç çıkar. AKP
iktidarının en kabarık dosyalarının başında Suriye geliyor. Bunu
bildikleri için de, konuya ilişkin her türlü haberi yalanlamaktan
öte kaynağına kadar kurutmaya girşiyorlar.