Toplumu sarsan önemli olayların iki temel yanı vardır. Birincisi
olayın toplumda yarattığı etki, ikincisi de olayın aydınlatılması
için yönetimin gösterdiği kararlılık.
Son bir haftadır bu durumun çok acı örneklerini yaşıyoruz. Bir
yandan toplumu sarsan, geren, umutsuzluğa ve karamsarlığa iten
olaylar yaşanıyor. Bir yandan da neredeyse meydana gelen olaylardan
daha vahim bir yönetim karmaşası yaşanıyor.
Hangisi daha ürkütücü kestirmek zor. 31 Mart’ta Çağlayan
Adliyesi’nde yaşanan, iki teröristin ölümü ve
savcı Kiraz’ın şehit olmasıyla sonuçlanan
olayın karanlık yönleri ürkütücülüğünü koruyor.
Her şeyden önce böylesi terör eylemlerinde en başarısız durum,
olayı aydınlatabilecek tarafların ölümüdür. Tabii gerçekten
aydınlatılmak isteniyorsa!
Olayı aydınlığa kavuşturmaktan sorumlu savcılık günlerdir sadece
yalanlamadan sorumlu. Çağlayan faciasının üzerinden 1 hafta geçti,
şehit savcımızın üzerinden çıkan mermi sayısı gazetelere göre
değişiyor.
Buna karşılık hükümetin yapabildiği tek şey, bütün suçu medyaya
atıp sorumluluktan kurtulmaya çalışmak.