AKP ile MHP arasındaki, iktidarda kalmayı “beka” sorunu haline
getirecek kadar derinleşen ilişki, siyasi tarihimizin kökleriyle de
bağlantılı bir durum haline geldi.
MHP lideri Alpaslan Türkeş 12 Eylül
yargılamalarındaki savunmasında, “Bizi hapse attınız ama,
fikirlerimiz iktidarda” demişti. O dönem Türk-İslam sentezi tezinin
yükseldiği, her kurumda boy gösterdiği bir süreçti. Bu saptamayı
kenara koyup AKP’ye gelelim...
Merkez sağın iki partisi ANAP’la DYP’nin birbirlerini çekerek
çökmesinden sonra, içine MHP’den ve merkez sağdan temsilciler alan
AKP, 2002’de iktidara geldi. Zamanla merkez sağı eritti. 2010’da
başlayan FETÖ ile devleti paylaşma mücadelesi 15 Temmuz 2016’da
büyük bir kırılmaya dönüştü. Aynı süreçte AKP ile MHP
yakınlaştı.
2007 sonrasındaki tüm seçimlerde “istikrarı bozmayalım” sloganıyla
yola çıkan AKP, ortada halka anlatabileceği bir istikrar kalmayınca
işi memleketin bekasına getirdi.
*** AKP-MHP bekası ideolojik zeminde
nasıl yorumlanabilir?
Merkez sağı eriten AKP, MHP’yi de eritir mi?
Güvenlik güçleri içinde etkin olan MHP, FETÖ ayağı çöken AKP’yi
kuşatabilir mi?
İlk bakışta yumurta-tavuk hikâyesi gibi görünüyor ama, pek öyle
değil.
Bakarsınız bu beraberlikte başkalaşım olur, ortaya çok farklı bir
yapı çıkar. Zira dünyadaki, Ortadoğu’daki gelişmeler de Türkiye’nin
iç siyasetini etkiliyor.
31 Mart yerel seçimleri bağlamında baktığımızda; büyük ortak
AKP’den MHP’ye oy kayıyor. MHP’nin oylarının bir bölümü de İyi
Parti’ye kaydı, ama MHP küçülmedi.
MHP, AKP’yi biraz daha eritip merkeze oturma arayışında...