AKP hükümeti, geçen hükümetler döneminde zaman zaman uygulanan
ancak dozu biraz kaçınca hemen geri adım atılan ne kadar çirkin
siyaset yöntemi varsa gelenekselleştirdi.
Bunlardan biri de medyaya saldırı...
Vurguladığımız gibi başarısız hükümetlerin kabahati medyaya atması
zaman zaman kara mizah konusu da olmuş bir uygulamadır. Ancak
bugün, kabahati medyada bulmaktan öte iktidar yanlısı olmayan tüm
yayın organlarının kökünü kurutmaya kadar varan bir densizlik söz
konusu.
AKP iktidara geldiği günlerde doğrudan kendisine ait medyanın
sayısının yetersiz olduğunu görünce, orta ve uzun vadeli planlar
yaptı. Zaman içinde yazılı ve görsel medyada yönlendirme gücü
yüksek bir güce ulaştı. Hükümet, gazetelere yönetici, genel yayın
yönetmeni atama yöntemlerini çoktan geride bıraktı. Artık patron
atıyor.
Patronun doğrudan hükümet tarafından atandığı bir medyada bağımsız
habercilikten söz edilebilir mi? Böylesi yazılı ve görsel yayın
organlarının sayısı iki elin parmaklarını çoktan geçti, dijitalleri
saymıyoruz bile.
***
AKP, kendine ait medya yaratırken doğrudan kontrol edemediği
yayın organlarını da akla gelen gelmeyen her yöntemi deneyerek
istediği çizgiye getirmeye çalıştı. Deyim yerindeyse artık iflah
olmayacaklarını bildiklerini ise susturma yolunu seçti.
Böylesi bir dönemden geçiyoruz...