1 Kasım seçimlerinin sonuçlarına genel bir çerçeveden
baktığımızda bütün partiler açısından yeni bir dönemin başladığını
söyleyebiliriz. Buna, şu anda iktidarda olan parti de dahildir.
Dahildir, çünkü 7 Haziran’dan 1 Kasım’a giden süreçte yaşananlar
sadece bu zaman diliminde olup bitmiş, bir daha konu edilmeyecek
şeyler değildir.
AKP, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını beğenmedi, halka bu
kararını düzelt dedi. Halk da iki HDP’den, üç MHP’den bulup
buluşturup, bu kadar eklesek olur mu, karşılığını verdi. Normal
demokrasilerde iktidar gücünü elinde bulunduranlar, halka kararını
düzelt demezler. Derlerse halk onlara, sen kendini düzelt,
der.
Türkiye’de böyle olmadı. Şu oldu:
7 Haziran seçimlerinin ardından bir terör belası Türkiye’nin
üzerine çöktü. Silahlar konuşunca, bombalar patlayınca gerçekler
susar. Gerçekleri haykıranların sesi bu gürültünün gölgesinde
kalır.
Terör, başkentin göbeğine kadar geldi, tarihin en büyük kıyımı
yaşandı.
Bu, AKP’ye yaradı!
Medya üzerinde olağanüstü dönemlerde bile yaşanmayacak büyük bir
baskı uygulandı, iktidar dünyanın en büyük medya patronu haline
geldi. Türkiye’nin basın özgürlüğü notu dünyanın dört bir ucundan
gazetecilerin bir dehşet mektubu kaleme almasını gerektirecek kadar
dibe vurdu.
Bu, AKP’ye yaradı!
Suriye politikasının iflası yine 7 Haziran’dan sonra ayyuka çıktı.
Rusya’nın devreye girmesiyle küresel anlamda politikamız çöktü.
Sığınmacıların Ege’yi mezarlık haline getirmesiyle insanlık
anlamında politikamız çöktü. Harcadığımız 7 milyar dolar anlamsız
hale geldi.
Bu, AKP’nin işine yaradı!