Ne güzel sözdür:
Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah taze bir
başlangıçtır.
Bu sabah sadece dünya değil, takvim de yeniden kuruldu.
2019’da ülkemizin tarihi açısından da bir başka takvimleme söz
konusu; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda, asrı
deviriyoruz. 2019, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının,
kurtuluş mücadelesini başlatışının, Amasya, Erzurum, Sivas
kongrelerinin, devamında TBMM’yi kurmak üzere Ankara’ya gelişinin
100. yılı.
Şimdiden kutlu olsun...
*** 2019’un nasıl bir olacağına kafa
yormadan önce 2018’in gelişine ve gidişine kısaca göz atalım...
2018’in başında Suriye’ye düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı başlıca
gündemdi. Bir önceki yılın Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan sonra yeni
bir sınır ötesi operasyon gerekmişti. Bu son hamleydi, artık
Suriye’de duruma biz hâkimdik.
2019 başındayız... Yine Suriye’ye bir operasyon söz konusu. Bu kez
işin rengi karışık. ABD çekilme kararı alırken... “Bizim yerimize
başkaları savaşacak” derken...
2018 başından 4 Nisan’a dek, AKP Genel Başkanı’nın başlıca övüncü
şuydu:
“Artık siyasal belirsizlikler geride kaldı. Bütün seçimler
zamanında yapılacak. Erken seçim yok...”
4 Nisan 2018 vurgusu yapmamızın nedeni, Erdoğan’ın
o gün partisinin üst organlarıyla yaptığı toplantıda, erken seçim
olmayacağını vurgulaması; yayın organlarının da “Erdoğan son
noktayı koydu” demesiydi.
15 gün sonra 24 Haziran’da erken seçim kararı alındı.
24 Haziran sürecinde de iktidar tarafından şu işlendi:
“Bu seçimden sonra her şey istikrara girecek. Bütün belirsizlikler
ortadan kalkacak. Güven gelecek...”
Ne oldu?
Türk Lirası bir anda tarihin en ağır kayıplarından birini
yaşadı...
İşte böyle bir yılı geride bırakıp 2019’a girdik.
Bu y...