Bir yazımın başlığı “Müslümanlar ne kadar Müslüman?” idi. Bu soruyu tuttum; çünkü meselenin özüne, Müslüman insanın yakıcı gerçeğine dokunuyor. Maalesef birçok konuda İslâm ne demişse -özellikle son zamanlarda- Müslüman birey ve topluluklar onun tersini yapıyor. Kur’ân-ı Kerîm, bir kötülüğü, -kime karşı işlenmiş olursa olsun- “yapanın kendine yaptığı kötülük” sayar. Bu anlamda kendi kendimize yaptığımız belki en büyük ve en tehlikeli kötülük şudur: Dilimizle ve elimizle insanları üzüyor, acıtıyor, onlara zarar veriyoruz. Sevgi, saygı, kardeşlik gibi yapıcı duygularla daha kolay çözeceğimiz sorunlarımızı düşmanlık ve şiddet duygularıyla içinden çıkılmaz hale getiriyoruz. Din “Önce kendine bak, kusuru önce kendinde ara” derken biz Müslümanlar, kendi ellerimizle ettiklerimizin suçunu başkalarına yükleyip işin içinden sıyrılıveriyoruz. Bizzat sebep olduğumuz yanlışları kendimiz düzeltmemiz gerekirken, suçlu olarak içimizden dışımızdan başkalarını gösterip, insanımızı onlara saldırtıyoruz. *** Hem Kur’an öğretisinde hem Hz. Peygamber’in söz ve uygulamalarında en çok önem verilen toplumsal konu birlik ve kardeşlik ruhudur.