Tabii ki insanlar kendi faydalarını, kendilerine ve ailelerine müreffeh bir hayat yaşatmayı isterler, bunun için çalışırlar, kazanırlar. Fakat ahlak bakımından asıl soru şudur: “Önceliğimiz nedir?” Kişisel, ailevi, sınıfsal… göreceli-sübjektif bir faydacılık mı, yoksa ahlâkî ve/veya dinî vicdanımızın objektif şartlara bakarak gerekli gördüğü, insanlara iyilik yapma niyeti mi? Özetle önceliğimiz her türlü ayrıştırıcı anlamıyla fayda mı, yoksa bütün varlığı, onuru ve haklarıyla birlikte insan mı?
Hz. Peygamber’in çözümüne öncelik verdiği meselelerin başında putperestlik, yoksulluk ve güvensizlik olgularının geldiğini yazmıştım. Elbette o, peygamber olarak Kur’an’ın ortaya koyduğu şekliyle tevhid inancına aykırı gördüğü olguyu değiştirme mücadelesi vermiştir. Fakat aynı derecede çözümünü gerekli...