Mustafa Çağrıcı Karar Gazetesi

Akıl ve bilim çağında din

“Bilimden icazet almış olanların dışında hiçbir hakikat yoktur” yargısı, Aydınlanma sonrası Batı’da ortaya çıkan, akıl-bilim-felsefe adına astığı astık kestiği kestik...

07 Şubat 2018 | 148 okunma

“Bilimden icazet almış olanların dışında hiçbir hakikat yoktur” yargısı, Aydınlanma sonrası Batı’da ortaya çıkan, akıl-bilim-felsefe adına astığı astık kestiği kestik zihniyetin dayatmasıydı. Aslında bu bir rövanştı: Batı Ortaçağı “akla karşı iman” çağıydı; Aydınlanma sonrası ise “dine karşı akıl” sloganının ortalığı salladığı bir dönem oldu. İslam dünyasına gelince, orada hiçbir zaman sistematik bir akıl-din çatışması yaşanmadı; böyle bir dil ve kültür de oluşmadı. Düşünür ve din âlimi kimliğiyle en etkili Müslüman olarak bilinen Gazâlî’nin (ö. 1111) şu sözü o çağlardaki Müslümanların ortak aklını yansıtır: “Aklı bir kenara bırakıp sırf eskileri taklitle yetinmeye çağıran kimse cahildir. Sırf akılla yetinip Kur’an ve Sünnet’in ışığından yararlanmayan da kendini aldatmıştır… Siz bu iki temel kaynağı birleştiriniz. Çünkü aklî ilimler besinlere, dinî ilimler ilaçlara benzer” (İhyâ, Kahire 1332, III, 17). Yeni Selefîliğin öncüsü İbn Teymiyye bile (ö. 1328) önemli bir kitabına “sahih dinî bilgi ile doğru aklın uyumu” adını vermişti. *** Son zamanlarda Batı’da radikal din karşıtı tutuma yönelik entelektüel ve popüler düzeyde ciddi sorgulamalar yapılıyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geçmişi doğru okuyup yolumuza ışık yapmak 20 Kasım 2024 | 160 Okunma İnsan, savaş ve ahlak 13 Kasım 2024 | 111 Okunma ‘Sünneti ihya ve bid‘ati imha’ 06 Kasım 2024 | 463 Okunma İslam düşüncesinde doğa-ahlak ilişkisi 30 Ekim 2024 | 213 Okunma Bilim ve teknoloji çağında insanlığın tükenişi 22 Ekim 2024 | 47 Okunma