RAMAZAN YAZILARI
İslâm’da asabiyet geleneği, dolayısıyla ırkçılık kesin biçimde reddedilmiş; akrabalık ilişkileri ırkçı temeller yerine insanî ve ahlâkî değerler üzerine kurulmuştur. Yüce Rabbimizin “... Bir topluma karşı duyduğunuz kızgınlık, sakın haddi aşıp adaletten sapmanıza yol açmasın! İyilik ve takvaya uygun olanda birbirinize destek olun; kötülük ve haksızlık üzerine yardımlaşmayın” buyruğu, hem akrabalar hem meslek, siyaset, mezhep gibi gruplar arasındaki dayanışmalar için de geçerlidir.
İslam kültüründe ilgili ayet ve hadislerden yararlanılarak akrabalık bağlarına ‘sıla-i rahim (rahm)’ denilmiştir. Sıla ‘bağ’, ‘rahmet/merhamet’ ile aynı kökten rahm de mecazen ‘akrabalık’ demektir.
Kur’an’ın Câhiliye adını verdiği İslâm’dan önceki dönemde de akrabalık bağlarına büyük önem verilirdi. O dönemin bilgelerinden Malik b. Münzir el-Becelî’nin, yakınlarına yaptığı nasihatte geçen şu cümleler bu dönem kültüründe akrabalık bağlarının güçlü olduğunu gösterir:
“Evlatlarım!... Bir topluluk kendi içinde çekişmeye girişirse düşmanlarına fırsat hazırlamış olur… Akrabalık bağlarını kesmek onlara üzüntü getirir… Ana babaya kötülük etmek...