Bu felaketi önleyecek tek gücün din olduğunu dünyanın son birkaç yüzyıllık tecrübesi göstermiştir. Mâverdî’nin bin yıl önceki tespitiyle vicdanlar üzerinde otorite kurabilecek nihai güç dindir. O nedenle insanlık, modern çağa gelinceye kadar tarihinin bütün dönemlerinde -biçimi değişse de- özünde kutsallık ve aşkınlık bulunan, bu suretle vicdanın son karar verici olmasını sağlayan, kararını doğru ve adil vermesine yardımcı olan rehber din olmuştur. Din ve akıl/vicdan -Kur’an’ın deyimiyle- “ışık üstüne ışık”tır. Ruhumuzun bir yerinde, özümüzde bilim yapma yetisi varsa, bir gün bu yeti işlevini yapacak, insanlık bilimi keşfedecekti. Aydınlanma bu keşfin başlangıcıdır. Fakat bu süreç, Kilisenin Romalılaşmış Hıristiyanlığı’nın direnişi...